CANINDAN AYRILAN ÖLÜLER
Kardeşim Tuncer CANYURT’un anısına...
1 Hasretle bu şehirde tanıştım. Kaygı burada düştü peşime. Yüreğimi burada söktüm ilk kez, burada büktüm boynumu.. İlk kez bu şehirde aç kaldım. İlk kez acılarıma dayanamadım. Ağlayarak anladım yâr memesinden kesilmenin ne olduğunu. Burada gördüm etin tırnaktan nasıl ayrıldığını. Burada sezdim gecelerin biriktiğini ve akıp gitmediğini zamanın. İlk kez burada ölçüm sabahın uzaklığını. 2 Bu şehri bana sor! Ecelime bir nefeslik mesafede yaşıyorum. Yumuluyorum kendime, kalbime gömülüyor parmaklarım on yerden. Yüreğimin kovuğunda bir serçe saklanıyor anarşist misali. Sesimden ürküyor sevda. Bir çığlık fırlıyor ağzımdan kurşun gibi. Öldürüyorum ölümsüzleri bir nefeste. Baştan aşağı mezarlığa dönüyor şehir, sönüyor bütün ışıkları. 3 Bu şehri bana sor! Yalnız ben bilirim bu diyarda çıkmaz sokakların nereye çıktığını. Hangi yatırın nerede yattığını ve bir işe yaramadığını yalnız ben görürüm açların açılan ellerinde. Yalnız ben söylerim, kendini iki dünya arasında derya sanan hazrete, aslında kaldırım kenarında birikmiş su olduğunu ve güneşin her gülüşünde kaybolduğunu. Yıkıkların altında yeşillenerek küflenen canlı türünü gün ışığına çıkararak aşk kürünü uygulamak yalnız benim işim. Yalnız ben ibrişim yaparım gök kuşağından ve her zaman ben bağlarım gelinlerin ince belini. Bir düşümle düne uğrarım, diriltirim can kırımına uğrayanları; canlanır bu duvarlarda duranlar, toprakta oturanlar. Tek mucizem bu değil, sevdiğim için yaşıyor sevdiklerim. 4 Gündüzü geceden, geceyi gündüzden ben ayrırım bu şehirde. Üzerine ben giydiririm yıldızlı geceliği. Ay ışığında allık sürerim solgun yollara, gölgemle sürmelerim kaldıımları. Ve ıssızlıkla bezenir şehir. Bir yılkı atı gezinir sokaklarda. Benim için aralanır son evin kapısı; alev alır zaman, daralır çember. Darağacı olur yastlandığım her direk. Yüreğime karışır gece mavisi. Silkelerim yaralarmı bir bir. Kol açar, kucaklar beni derisi yüzülmüş mor dev. Yalnız dolaşan bulutun şimşeğinden anlarım gökdaşlarıyla dalaştığını ve bana nasıl yağdığını ben bilirim yağmurun. Yalnız ben yanarım yokluğundan kurduğum cehennemin dibinde. Denizsiz bir âlemde orkinos ararım -yana yana- derviş misali. Can varsa umut da var. Onun için sabırdan dikilmiştir deli gömleğim 5 Dostlar! Ben de katılsam şairler tayfasına. Dertlerimi azar azar döksem şiirlere; ateşle gecelesem, inleyerek hecelesem kelimeleri, bilmiyorum ki mısralar yanar mı? Alsam yükümü, toplasam ömrümü yarınlardan; taşınsam cansızlar mahallesine, bilmiyorum ki cennet var mı; yoksa canından ayrılan ölüler, mezarda da ağlar mı? Ö.N. |
(bilmiyorum ki cennet var mı;)sorduğunuz için cevap veriyorum,elbette var sayın hocam.Sizin gibi gönül
dilinden hoş nağmeler dökülen birinin bunu bilmemesi imkansız.Benimki mi ukalalık.
Saygılar sunarım.