Parsellenmiş Yitik Hazinelerİlerliyorlar bir bataklığın adesesinde.. Sonsuzluk tadında yabancı minerallere peşkeş çeken şifa/lar Sigorta ise çizilmemiş hayal çemberinde Sulusepken kem gözlerin miyop rahatsızlığı ise bir davetiye Üç adım sonra yürümeye başlanıyor barikat topluluğuna… Sulh mutfağından yükselen dumanlar iştah kapatıyor Kızılcık şerbetini teselli sayanlar Bir papatyanın hayatını karartıyor Baharı heceleyen peteklerin sinesine bohemlik yüklerken İştah kapatılıyor, karınca kepenklerinin masum tıkırtısına inat Üçkağıtçı iskeletler dikişsiz cüzdanlara partikül dolduruyorlar Yakut apoletli bir yabancı basıyor gürültülü çamurlara Akvaryumdan çıkamayan bir damla sıkleti eziyor gurbeti Gurbet ki aşk ile ateşte pişirilmiş toprak helezonu Semaya yükselen bir çift elin gözüyaşlı destanı Gurbet ki, ezilen cömert yüreğin hazin cümleleri Kristal yastıklar bir mide düşüncesinden kaçamadılar Mide.. çatal bahanesiyle aşk süvarisini yere serdi..! Küheylan durdu ve duyumölçer paramparça oldu, Bir düalizm yaşadı yorgun beyin ile paslı kalp Kırlangıç fırtınası deldi aşk tulumunu Kapanan yaşlı gözlerde bitmeyen teselli: Batan güneş kamçı yemiş yıldızlardan, Ve az ötede başka başka kayan yıldızlar! Gürsel ÇOPUR |