Kapanmayan Bakışlar ve OkyanusAltı asır bu toprağı sulayanları gördüm Okyanus hevesleriyle, Heybet yüklü yaşantılarını bırakırcasına, Baki tebessümlerini üzerimizde bildik hep Ücret istemedi hiç bu asırlık bahçıvan Altı asır bu toprağı sulayanları gördüm. Zincirler kırılıyordu olmak ve ölmek için Şehit namzetleri adreslerini sundular toprağa. Ellerinde tuttukları ahit mektuplarıyla Himmet çiçekleri açmıştı ayakları altında Onlar ise yanardağları döküyordu içlerinden Mezarında ağlayan kutlu padişahlar gördüm Susmayan mitralyözler üzdü taze fidanları Ana yurdundan çıkartırcasına Sulusepken mermiler gökyüzüyle buluşunca Çekirge sürüsünü aratmadı düşman nefesleri Esaret çadırında ölmek istemediler yiğitler Eli kalem tutandı toprağın dalgıçları Bu destanı dışa döken mürekkepler gördüm. Mülteci akşamlar istemediler gurbet yemeğini Hazin bakışlar hazine vatanına ağladı Et ve kemik birbirinden ayrılmadan ettiler son duasını Sonsuz nafaka ötelere bırakıldı Müjde tıkırtıları vatana emanet dediler Fırtınanın kucağında düşmeyen başaklar gördüm Sindiremediler kalpten yayılan ışığı Sadece gece bekçisi değildi iman cevheri Kundakta bırakılan günahsızdı vefalı yadigar Silinmeyen iz bıraktı asrın ajandasına Kahramanlar suladılar istikbalin bahçesini Toprağından ayrılmayan nice kökler gördüm. Gürsel ÇOPUR |