Püskürtülmeyen His AjandasıYine bir karanlığın yaslandığı dem.. April bakışlı gözler kışa pusu kurmak istercesine İrkilme hevesiyle yerinden oynuyor Bir balbal püskürtülüyor his mermerine! Sen ise bunu daha önceden de yaşamıştın.. Ey çöle gözyaşlarıyla iz bırakanlar! Ne de uzak kaldınız asırlara.. Ahit dağıttık ama yetişemedik Seviyede boğulanlar çıplak adımda yürüyemediler Yutkundu sabaha yapışmış mahmur gözler His - lenerek… Yılların taşındığı bavul bırakılmıştı kapı eşiğine Kapıda hiç de bozulmamış nar tanesi Bozulmuş tesbih taneleri anlatır halimizi Bir de sen kalmışsın ey nar! Yaprağı kopartılmış mahzun Çınar Hepsi aynı hamuruna el sürülmüşçesine.. Yılların taşındığı bavul bırakılmıştı kapı eşiğine.. Semalarda ilerleyen kalbe cirit atılıyor Çocukluk hissiyatı..sıcak yatak bin lezzet aynasında Aynadan bakıyor yürüyebilecek adımlarına Kefene sıçrayan çamurları silercesine Bir saltanat ardından yürümek Kaçırılmayan namaz vakti gibi Hep bir ideal peşinde koşturmak Bir rabıta sarmaşığı ile sonsuzluğun çehresinde iz olmak Melankolik rüya koleksiyonu küllerini taşıyor Uyanıyor ıslak gözler Yalancı şafağın en doğruyu söylemek istediği yerde Vicdan şantiyesi lebalep kalabalık düşüncelerde Bir vuslat haykırılıyor fincan çapında Kırk yıllık elbise değişmezlik mührünü alıyor Bir namaz hatırına.. Anne vardır cennete adam yetiştiren Anne vardır ayak izlerinde cennetin suladığı Ve anne vardır oğlunu uyutmayan… Ama “niçin”i var bu delik rüyanın Nadasa bırakılmamış tohum ızdırabıyla Kaçırılmasın ister anne, kaçırılmasın Kaçmaz, hayatına hayatın adandığı bir dem Yatağa soğuk girilmez en sıcak dakikada Ertelenmez o kutlu misafir Ne zaman terke uğramıştır ki şimdi uzak kalsın Maşukun selamı var o secdeye Maşukun gülü bırakıldı bugün secdeye.. Gürsel ÇOPUR |