Ateşin Beklediği OkyanusBekliyordu kainat sıcaklığı ve bekleniyordu: Yıllarca arzulanan yollara yol olmuş heybet Fakirin kurak kalmış boğaz macerasıyla Bir çocuğun eş değerde sessiz kalabilmesi Çocuk da bırakıyor ellerindeki kazanımları Babasına bakıyor çok şey anlatırcasına Babasıyla yüzyüze geliyor ve yüzleştiriyor kimliği Çift kanatlı duygular macunuyla Alev alev.. Pişenlere müjdeler olsun! Bir bakışta batmayanlara nazire kılarcasına Bahçede açan en son çiçek heyecanıyla Bir bahar arzusuyla seyrediyor Arkasından adeta hançerleniyor çocuk Ayakları çamura saplanıyor Babasının elleriyle yoğurduğu İhtiyar dünyanın müjdelenmiş vaktinde Saplanıyor bütün bu göz resmiyeti Kırklar bekleniyor kırkıncı halı serilirken Kırk defa serilmeyen bir zahmetle Kıyametin boğazına kadar dolu bir gayretin sinyali Bekleniyor son gölge, heybete basmamak için Karanlıklar söndüremez bu gölgeyi Gölgenin de beslediği hayat var Gelmeden yolu aydınlatan İlerlerken maziye tohum serpen Çıkmayan cepken içerisinde Ateşe bir el odun atılıyor Sönmeyen hayaller çerağında Kapsülden seyrediyor bir göç dürbünü Kanat çırpıyor ayaz altındaki çadıra Çadırda tevekkül var örülmüş tuğla gibi Sert gagaların pişmanlık akıttığı Ses armonisinde bambaşka bir tını Şikayetin olmadığı bir iklim Söner mi bu ateş, saatin pili dursa bile? Çocuk, kalbiyle konuşuyor babasına Kabahat denizinde kulaç atmamacasına Son bir defa daha ağlıyor babasının ganimetine Her ışık güneşten misafir değil Bakmıyor ardından gelenlere Hızlı bir adım sesi duyuluyor Hara penceresi açık.. Yıldırımların bükemediği kumsalda bir ihanet Serpiştiriyor aklını bir avuç akçeye Hırsızın hırsı tükenmemiş olacak ki.. Bir saman alevi yükseliyor kalbindeki fitile Yanıyor ve anlıyor hatasını Yılkı helecanıyla künde yemişçesine Ağlamalar ise değişilmez okyanus Ateşin raksı rafa kaldırılıyor Kırk defa beklenen kırklar ümidi Bedavaya yanan mum kıvılcımı değil Yanan eller dua ediyor Rabbisine.. Çıkmıyor hara alevinden Amyant dağıtıyor herkese, kendisi almıyor Hayat ajandasını saatlerce törpülüyor Tırnakları bin misafir cüssesinde Kurtulmak, kurtarmak ve kurtarıcı olmak.. Üç elbiseden birisini giyiyor üzerine Vitrinler de bakışıyorlar bu manzara etrafında Gözyaşı sefinesi ilerliyor artık.. Çocuk mütebessim..hane halkı muştu meyvesinde Uzanıyorlar gül günlerine Gece meşalesi taşıyorlar kırkların kucağına Haykırıyor bir hara bekçisi okyanus damlayan gözlerinden İyi ki beklemişsin..! Bu özlem ki çift gurbete bedel.. Gürsel ÇOPUR |