Parmak Uçlarından Ötede
gurbet akıntısında kalbim
göğe bakmaya ağlama korkusuyla mahçup ilk gençliğimi geçtim de geldim sana kervan kıran tanımam işçiydim hep işçi olarak sevdim güzelliğini... eski bir yalnızlık anı şarkısından kalma bu akşamın sensizliği de gece yıldızları eskitti üşüdü ormanları çocukluk kuşlarımın apartmanları kızıla gömülür kirli pencerelerimin eski bir yalnızlık anı şarkısında çimlenir sevmek yollarını sana sonsuzadek koşmalarımın... soluyorum soldukça çoğalıyor düşünmek yorgun açelyasıyım mutsuzluğun tahta bir taburede teneke bir saksıda o kadar ki ince ayrıntınım senin parmak uçlarından ötede kendini bilmez... şairliğe öykününce gözyaşlarım eflatun şuh bir kaçaklığa hayatın kendisi bir yol olur adımlarım tutulur bağı çözülür dizlerimin sadece içimdeki sen yürür sızısı bir o kadar haylaz... kağan işçen... |