Mazeretim Var-Haykırış/2gerçeğin tezgahında rengarenk dokundu kilimler alı moru beyazı siyahıydı payımıza düşen daraldıkça derisi kalbin ince tellerinin birbirine karıştı renkleri kilimlerin yedi katlı yetmiş sırlı göğün altında açıldı gözlerim ellerim kapamaya çalıştıkça engel olamadım zamana patladı avucumda dinamit tadında yitirilmiş yaşamlar yıkmasaydı ağzında duayla dolaşan günahlar tapınağımı şimdi olmazdım günahkar ve yeterdi savunmaya direnci sabrımın görmeseydi gerçeğin dibini gözlerim her gün rüzgârın tambur namesiyle düştü üç dört taş köşe başlarında yaralandı aynı cümle gençliğin şarkıları gözledi yarılmış duvarlardan melekeler film gibi bölünmedi konuşan dudaklarında sessizlik inliyordu güzel yüzlü ceylan balta ucunda büyüyen kendi kanının zehriydi içine yayılan yetmedi sarmaya şefkati bilmeyen kollarım tutamadım acısını karnındaki kangrenin kayboldu doyumsuz iştahlarda solgun yüzü mum gibi geniş alınların kirli kararlarıyla kesilmiş kara urgan örf pazarında bir yumurta kabuğu karşılığında yağdı kapkara nefret yağmurları üstüne kar tanesinin kendi ördükleri kafeslerde kanı aktı içli türkülerin dış kabukları dökülmeye başladıkça bedenimin kapkara kabuklara büründü yüreğim çaresizlik üreten sığınaklarda pestile döndü yüzüm susmamalıydı baloncuya bağıran çocuk sesleri bu yüzden yaktı şeker çuvallarını yıkayıp mintan diken eller kendi ağıtını rüzgâr bile bir avuç toprak atamıyorken tepelerden taş toplayıp tarla açtım kederli filizlerime dümdüz ovalara ektiğim tohumların mahsulünü mayın tarlasından topladı kan içen avuçlarım sanki kudretten bitmiş kökü seksen şehre uzanan kara ağaçların orağı vurdukça kefen bezine büründü altın renkli başaklar çok karışıktı kilimlerin rengi seçemedim sevgininkini inanmak istemedim nankör olduğuna yavru taşıyan boncuk kedimin açar açmaz gözünü kelebek kadar bile değildi ömrü anasının ağzındaydı can çekişen damarları tutup kafasını kılçığını çıkarmak vardı acıların denedim görünceye kadar neşeyle avuçlarını salyasıyla ovuşturanın sıfatını kurumamıştı gözyaşlarımdan ıslanan mendiller son çürümüş vagon kalkarken bu istasyondan bu yüzden sallayamadı ellerim Blackless |