Çiğdem Şerbetidöktüm gözlerime inmeden mukaddes perde bildiğim tüm şerbetleri üstüne yaşamın tutanaklardadır kayıtlı eli kelepçeli özürlü yorgunluklarım cazipti uzaktan göz kırpıştıran parlak ışıklar yürüdüm yollarda sağıma soluma bakmadan döndükçe atılmış bir tomar kağıda geçen zaman eski kilimin ucunda kağıdın keskin acısı kesti yanaklarımı her basıldığında üstüne çiğnendi yüreğim yap sil kur yık ver al”da avucuna çamuru oynayabileceğin kadar al lafı geç geldi aklıma ve bende sarı çiğdem çiçeğine kandım bilmeden onu yalancı baharın kandırdığını ocaktaki ateş sönüp dökülünce küller üstüne gamzelerin gür kirpikli dikenlere gizlendi gülüşler şimdi var ne çatlak dudaklarımda bir söz ne dilimde ahvalime hasıl cümle Blackless |