Adı'nı; Nâzım Koydum...
Ölürken bile sormazlar mı insana son arzusunu?
Gidişin ölümse; niye sormadın? Celladım mıydın Sen benim? Boynuma ipi dolayan, yoksa sandalye mi mi tekmeleyen? Sevdiğimdin, acılarıma nikah kıydığım…. İkimizde kıydık; ben kendime, Sen de bana, Ben Sana Nâzım dedim diye mi beni parmaklıklar ardında bıraktın? Bir terslik yok mu burada? Ait olamadığım yorgun şehirdeyim şimdi ben, Yorgun düşlerde sabahlıyorum. Hangimiz hangimize aitti söylesene? Kim daha yakındı gidişe? Ben gelirken işaret bırakmadım ki yollara, Gidişim kolay olsun diye, Senden sonraki durak; ölümümdü… Gün’ü olmayan zamanlar yaşıyorum, Gün’süz, Güneş’sizim… Ben ölünce, sıcaklığımdan düşeceksin, Üşümeyecek misin hiç? Ben olmayınca Sen nereye gideceksin? Yorgunluğum tam da Sana denk gelmişti, Bilseydim ölümüm; elinden olacak, Daha önce düşmez miydim yollara? Ölüme eş olurdum Sen diye… Boşluğa nikahlanırdım… Uykusu kaçtı gecelerimin, sesin kaçtı , nefesim kaçtı, Tüm renkler silindi gözlerimden, Ben mi kör oldum, renkler mi uçtu gözlerimden? Bu müebbet neyin Hapis’iydi? Hadi durma Sen de yaz, Hükmü mü ver ellerime… İki-Mart-İkiBinOnİki*11:00 Nevin Akbulut |
Gün’süz, Güneş’sizim…
Ben ölünce, sıcaklığımdan düşeceksin,
Üşümeyecek misin hiç?
Ben olmayınca Sen nereye gideceksin?
..........................................................sizi okumak başka bir tad.