FERŞE İTAAS
Zorunlu bir ayrılıktan geçerken dudaklarım
tecrit odasına kapatılan bir deliyi oynuyordu çizgiler dehşet iki büklüm fakat yek seni özlemenin en can alıcı noktasıdır bu evlat acısı gibi sisli bulanık kör terkedilmiş mimarisi ipuçları taşır idamına yüreğimin tiktak tik tak ah hayır sen daha gelecektin bir pazarı alnından vurup tutacaktın saçlarımdan kavrayıp yalnızlığı behçet’ten sana şairsiz evler yapacaktım kokacaktı gül gül vuracaktı -burada renkler hep kayıptır kül,korku,sancı,karanlık,yoksun ve daha nicesidir sessizler büzüştürülmüş bir klarnet sesinden uzağa çok uzağa atıldım tabana kuvvet olsa anca bu kadar hızlı atardın -sil ki fonksiyonları kurusun gecelerin alımlı bir güneşten kopmuş ama ben daha iyi olurum ama ben evlatsız! anneyim.. göm!kudret dedikleri şeyin karesidir acı ama ben yıldız da olurum Kadıköy sararırsa bir akşam uçurum dudaklarındadır sabahın ve şimdi yokluğunun ateşi ve şimdi kül tablasında unutulan söndürülmüş umutlar ama ben sadece ortaçağ delisiyim öpersen çıldırırım Merve Taşçı |
uçurum dudaklarındadır sabahın
Bir kadıköy masalı gibi akıcı...