Gökyüzünene desem boş ne desem içi dışı kavga ne desem ne desem bilmiyorum ki her yanım bir siyah yalnızlık ve yalın bir ölüm gibi geceler ve her hece nefesi durdurur kefenler biçer yerine ne desem olmuyor ve olmayan her neyse ruhumun üstünde ağır bir işkence çetrefili olmadan yürümek ve koşmak gökyüzünde nasıl garip bir ütopyaysa o denli garip bir bahar ölüyor üstüme üstüme ölen bir sen ol desem de bir sen oldun ölüme ölümüne içinden geçen her kimsesiz her sehersiz gökyüzünde gökkuşağı renksiz ve yağmursuz alacakaranlıların sabahı ne desem kurak bir toprağım bekliyorum öylece nerde bir kıyamet nerde bir boran varsa yağmalı üstüme |
bahar ölüyor üstüme ,, betimi gökyüzünde yürümekle eşdeğer tutularak
serzenişin kelime tekrarlarına zemin hazırlıyor
şöyle ki
gibi, desem ve bir sözcüklerinin bunca söylenip bunca yakıştırıldığını
fark ediyor, aktarılan yahut bana geçen duyguya kapılıyorum
evet evet ne desek de hep üstümüze y'ağacaktır sarf ettiğimiz sözcükler
Sevgilerimle