23
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2529
Okunma
Eyvah!
Biri düşüyor kalbimden anne
Oturduğu sırça köşk kırılmış
Nasıl alırım onu geri yerine
...
Annem öleli, olmuştu bin kaç yıl
Şimdi döküntülerini toplama zamanı geldi
Bir marangoz bulmalı
Bir sevda
Ve bir lamba
Biri beni karanlığa itiyor anne
Hani yollar çaresizce bir yılana benzer ya
İstemese de…
İstemesem de bir yılan gibi zehrimle kendime kararıyorum
Sesim çıkınca da ürküyorum
Arnavutluğunu yitirmiş bir kaldırım olduğum geliyor aklıma
Sessiz bir çocuk
Yıkık bir gecekondu
Gece konmuş değilim anne
Önce o yaratılmış
Güneş de ha bire kovalamış karanlığı
Kim galip
Kim yendi hadi yine söylesene
Ama ben seni öldürmüştüm değil mi şiirin içinde
II
Bakmayın, ben ruhunu yitirmiş biri olarak
Birilerini öldürüp samanlar kokuyorum yerine
Zamanı gelince de kullanılmasın diye yakıyorum o damı
Ve aleve boyuyorum odamı
Yok kırmızıyı sevemem ben ki ne kadar kırmızı
III
Kan bir çiçek rengidir
Hani han gülleri
Hani gruba tülü
Yahut loğsa bir yalnızlık
Birilerini doğurmuştur birkaç vakit önce
Birinin düşmüştür eşi
Biri takılı kalmıştır eşikte
Birinin de yanmıştır sırça köşkü
Beni kurtar anne
Farazi bir konuşmanın gayriihtiyarî kelimesi oluyorum
Denizi boğuyorum
Kendim ıslanıyorum
Ve ayazda olur mu ki
Kurumaya çalışıyorum
5.0
100% (24)