Gülceen çok neye yoksulum söylemedim ben vaktim gider ömrü seyrederken... tek seyirlik bir ölümden bahsediyor azrail yaşamı ve ölümü bilmediğimiz gibi henüz kendi ömrüme yetememişken vaktim gider bir çocuğun ölümünü dinlerken... git, vakti seyretmeye başlamadım ben masada duran kuru ekmeği de al su yok suya dokunacak kimse de fakirliği ekmeksiz kalınca söyleyeceğim git, vakit henüz erken alacaya sarılmadım, ten karmaşa içinde mahzen... yalnızım, yalın esen bir rüzgar içinde toz adedince yalnızım ben... kime diyeceğim, bu yoksulluk ve yoksunluk zaman fakiri bir garipten. evet, söyledim zaman fakiriyim ben..! ruhum bir azrail güncesinde arda kalan gülce. gül gülünce ömür seyre dalar bir tomurcuğu gönlünce. ve diken, dikenler batıyor ayağıma derince... |
git, gül değil gördüklerim,
ayaklarıma dolanan dikenlerin derinliğince,
umudum ben.