Ölübana dokun ve gör beni kaç iklim geçtim kaç zaman arasında sıkıştım ruhumun içinden geçen ellerin ne kör ve ne kadar dilsiz ne dokunabiliyor ne de görebildi kimsesizliğimi hayır, söyleme bir ölü değilim ben dokunamadığından değişiyor silüetim belirsizleşiyorum ve zaman arasında yitirdiklerim için ağlıyor bedenim sen kaç gezen ruh bu şekilde kaç ölü beden gördün iklimlerden kim bahsetti sana ve o iklimlerin dağından kim çiçekler getirdi avuçlarımdaki yara inan bana ölüm eseri değil ölümsüzlüğün esiri dokun bana ve beni gör kaç iklim gezdiysem söyledim ... duyamıyorsun ölmüşsün galiba |