sensizce bir şiirben hep hıçkırıkların bana ait yanlarında avundum... duyulmadık kelimelerin,içimde oturmuş yerlerinden en çok korktum... korkuyorum ben, gecenin gözlere görünmeyen eksik kırıntılarında büyüttüğüm bir menekşenin susamış yaprakları oluyordum günaydın demeyi unutan yarınlara... ıstırabı gönlümde ilklere hediye edilmiş bir yazgıya ihaneti belki de çıngıraklı yalanlarının tam yüreğimden soktuğu bir acıyı yazıyorum senden kalma kırık sayfalarıma... unutmanın adını öğretti bir seher vakti annem unutmanın adını silmişken sensiz yarınlarıma karlar yağarken... üşüyorum ben, hala senden kalma yalın kalmış ayaklarımın yollarında parçalanmış, ısınmaya yüz tutmuş bir acının dem vuruyorum sokaklarında... çeyizi kanlara bulanmış bir gençliğin elden çıkan yaslı duvağında, sahte bir umut savuruyorum samtını ararken karanlıkların en çok bu kimsesizliğin sana çıkan kavşaklarında.... içtiğim tüm zehirlerin adı senken yamalanmış bir köhne mutluluğu gözlerinden satın aldım... mevcudiyeti kabuslara arkadaş bir sevdanın anılarında... sen oluyorum gittikçe ben, kendi içerisinde cebelleşen bir ömrün, yürek ve beden arasında cereyan eden savaşından sakat çıkıyor ruhum... nevnihali çoktan çürümeye başlamıştı değil mi bu sevdanın oysa... ben hep ümit denilen yalanın ortasında kaldım ezilen bir cümlenin enkazından nefessiz çıktım derken her şeyi sen olan bir acıyı damıtmaktan başka çaresi olmayan sevdanın sevdalıya yazılmış tüm kelimeleri gibi kayboluyorum yıllandıkça kum saatinin her tanesinde yazgımı akıtıyorum ölüm denilen sonsuz vuslatın inatçı gidişlerine... annesiz kaldım hep sessiz sözcüklerin sukuta erdiği bir bayram sabahında... sensizce... kimsesizce... |
gülen çiçekler nemruta kızgın
ateş sükuta mezar olmamışken
ay yakamozuna düşen balıkçı turkulerine
arsızca sırıtırken
bense en çok bir dalganın kırılmasında buldum seni
eteği ıslanan anılarım gezerken çöl boyu yanaklarında
diyesim geldi..
ama şiirde harikaydı gerçekten
tebrrikler
uzunca zamandır aradığım özlediğim şiirler bunlar
bir o kadar uzun
bir o kadar kasırga