ÇİÇEKÇİ KIZ
Çiçekçi Kız,
bir elinde sepeti diğerinde renkli çiçekleri aşıklarara satardı kırmızı gülleri böcekleride severdi en çokta kelebekleri birde uzun saçlı bez bebekleri takmıştı bir sabah sepetini koluna ağzında bir ağıt geçerken yolun soluna varmıştı anasının mezarına en taze goncayı bırakırken mezar taşına iki damla gözleriyle sulamıştı ellerini sürerken onun toprağına zor gelmişti kalkmak çelimsiz ayağına çiçekçi kız da düşmüştü bir kader ağına önce gözünden sonra gökten bir damla düştü damlalar sonrasında beyaz pamuklar saçına üşüştü bu onun için ne uzun bir yürüyüştü başladı en sonunda satışa güllerini satarken müşterileriyle gülüştü sepette umutları kalmıştı üçü gül beşi karanfildi soğuk olan bu sokağın adı da karanfildi kırmızılı beyazlı olmasada biraz da içten içe sefildi şimdi kalan umutları satmak için gezmeye başladı efil efil yorgundu yüreği soğuktu elleri köyünü çok özlerken sevmedi ki hiç bu yad elleri önce yağan kardan aldı bu üşümeleri küçüktü yüreği büyüktü düşleri bilmiyordu bu büyük şehirleri teklerken yüreği önce adımları sonrada yüreği durdu boylarken kaldırımları sepette umutları kalmıştı üçü gül beşi karanfil onlarda öyle durdu ama kimse durmadı kaldırmadı sabah çöpcüleri kaldırdı sepetten yola saçılanları ardından gelirken cenaze levazımcıları daha yaşı bugün sekizden dokuza çıkmıştı.. geride boynu bükük kalırken umut dolu üç gül beş karanfil, cebinde iki yirmi beşlik bir de annesini resimini çıkarmışlardı.. "şimdi kavuşmak zamanıydı toprak ana kadar sıcaktı anasının kucağı" (sayfadan düşmediğim için masal bölümüne yazamadım unutmamak için buraya yazmak istedim bir de unutmadan... HERKESİN KANDİLİ KUTLU OLSUN...) |