çıkarır gibi derinlerden denizin kirini yüzeyini saldırmaya hazırlanıyor dev kepçeler sardunyalı balkonlarına sevimli bahçendeki çocuk boylu incir ağacına,lâle tohumlarına
yontuluyor yüzü Haydarpaşa’nın bir yerde diz çökmüş ağlıyor mazi gidecekleri yönü şaşırıyor yolcular tökezliyorlar tek elde çalan düdükle tiz sesi afallatıyor İstanbul’umu dik başlı minareler gibi içim yere sermiyor minderlerini
tutsak etmeye çalışıyorlar evlerimi kanun çıkartıyorlar yok etmeye tarihi erk sahipleri dikiliyor tepemde ölü boylarını sergileyerek yeni baştan kurduruyor cümlemi asla hazır değiliz ölmeye yere sererek,bir deprem sıfatıyla depremzedeler gibi
ağlıyor emek sineması değişim değiştirmiyor yönünü çöl eller vuruyor kapıya kilidi sanat sürünüyor,yerlerde çiçekleri kurutulmuş ve boz vazolarda yüzünü açamıyor kara peçeli dört koldan saldırıyor kepçeler öre öre tutsaklık duvarlarını ala ala ağzımızdaki sesi sessizliği süpürüyor
dudağımdan üfürülen son tohum saymıyor karı, kışı ekiliyor sokağın ortasına gözleri kapanırken evleri İstanbul’umun !
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İstanbul'umu şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İstanbul'umu şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Zaman, acımasızca örerken ağlarını, hiç bir şey sürekli geriye gitmedi ve gitmeyecek ... zaman aydınlanma ve ışık zamanı çünkü ... karanlığın bekçileri de aydınlanacaklar mecburen :))) bu çok ilginç bir deneyim oluyor aslında ... Yaşayıp göreceğiz değerli kalem dostum... Şiriniz çok çok güzel di ... Yüreğinize sağlık. Selam ve saygıyla , nice aydınlık günlere...
"İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum."diyordu ünlü Alman edebiyatçı Goethe.. Maalesef insanoğlu kendi elleriyle öldürüyor her bir şeyi. Bitmez tükenmez istekleri ve doymayan nefisleri yeri göğü ve tüm doğayı böyle bozdu yıllardır. Abdülmecid zamanında yapılan Beşiktaş'taki ilk tiyatro, 1940 yılında yıkılarak yerine stadyum yapılmış. Ve o yıllardan bir tane tarihi bina kalmış, sağolsunlar insanlığın hizmetine sunarak orasını da umumi tuvalet yapmışlar,,, İyi ki cehennem var diyenlerdenim. Katliam ister insanlara, ister canlılara yapılsın, doğa da sonuçta bir canlıdır ve bunun hesabını er geç verecek olanlar da sıfatları insan olan yaratıklardır... Gözlerini kara toprak doyursun edepsizlerin. Güzelim cennet yurdumuzu ne hale getirdiler yüzyıllardır. Gözler kör, nefisler engelli. Beyinler sulanmış, maneviyat mefta olmuş. Yazıklar olsun!
Tarihine inerek, çok güzel bir yorum yazmışsın. Bir saat önce yazmış olsaydın etkin yorum seçerdim. yorumuna çok teşekkür ediyorum. Yazdıklarına bütün kakbimle katılıyorum,
dudağımdan üfürülen son tohum saymıyor karı, kışı ekiliyor sokağın ortasına gözleri kapanırken evleri İstanbul’umun ! *********************** Ah İstanbul'um... ''Gözlerim kapalı seni düşünüyorum,, Bayıldım şiirinize.
yine beni 35 sene øncesine gøtürdün nazik hanimcigim...istanbulun kiyi semtleri beni daha cok ceker,sanirim betonlasma fazla olmadigindan olsa gerekti...oysa simdi øylemi,saldiran saldirana...dev kepcelerin girmedigi tarih kokan semtler kalmayacak yakinda...anlamli siirini kutlarim canim sevgilerimle
Merhaba Gülsen hanım,seni göremeyince herhalde ameliyat oldu dedim. İstanbul'un gerçekten de boğaza bakan kıyıları daha güzel ve insanı çeken. Ama o tarihi dokusu ,Haydarpaşa tren istasyonu ve Emek sineması ve birçok insanların hâlâ oturduğu yerler kapatılmak isteniyor. Buna her İstanbul'u seven kişi gibi ben de üzülüyorum. Bu yüzden yazdım bu şiri.
İnsanlar kendilerini kepçelerin önlerine atıyorlar.Dilerim bu kez İstanbul'un gerçek sahipleri kazanır.Güzel yorumuna ccyürekten teşekkürler canım..
Anadoluda yaşayan bizler gözümüzde büyütürüz İstanbulu.Resimleriyle avunuruz yüksek yerdeki ulaşamadığımız aşkımızdır. Heryeri kutsaldır bizim için gece hayatı o çirkinlikleri kabul edemediğimiz sindiremediğimiz durumdur.Siz yine biliyorsunuz semtlerini şiirinizde yazmışsınız. Tebrik ederim saygılarımla.
İstanbul'da çocuklarım yaşıyor,onlar sayesinde gidip görüyorum. Bu şiiri yazmama neden İstanbul'un tarihi ve onlarca rant getirecek arazilerinin ele geçirilmek istenmesi. Buna karşı duranlar var.Hatta yürüyüş yapacaklar.
İstanbul'u İstanbul yapan tüm özellikler gidince bir beton yığınına döner İstanbul. dilim döndüğünce yazmaya çalıştım..
tutsak etmeye çalışıyorlar evlerimi kanun çıkartıyorlar yok etmeye tarihi erk sahipleri dikiliyor tepemde ölü boylarını sergileyerek yeni baştan kurduruyor cümlemi asla hazır değiliz ölmeye yere sererek,bir deprem sıfatıyla depremzedeler gibi...
Gönlünüze sağlık emekle yazılmış.. çok güzel ve harika dizelerdi... Tebrik ve saygılar..
tutsak etmeye çalışıyorlar evlerimi kanun çıkartıyorlar yok etmeye tarihi erk sahipleri dikiliyor tepemde ölü boylarını sergileyerek yeni baştan kurduruyor cümlemi asla hazır değiliz ölmeye yere sererek,bir deprem sıfatıyla depremzedeler gibi
tarih kokan istanbullla ilgili çok güzel şiirdi kutlarım
Merhaba yol arkadaşım Her şey gibi İstanbul'umuz da yağmalanıyor.. Adını restorasyon koyuyorlar, adını kentleşme koyuyorlar.. Herşeyi aliştıra alıştıra yapıyorlar.Amaç İstanbul'un çehresini değiştirmek değil, insanlardaki kültürü betonlaştırmak..
Her zamanki duyarlı yüreğinizi kutluyorum..Selam ve saygılarımla...
Yeni yılda benim favori listem tamamen silinmiş..Dostların yazılarını kaçırdığım için üzgünüm..Yeniden düzenledim.
Sevgili arkadaşım, size tamamen katılıyorum. Ben de bu şiiri İstanbul'un rantçılarca nasıl yağmalanmak istendiğini,İstanbul'un tarihi yapılarının nasıl ele geçirilip restorasyon adı altında yozlaştırılıp yok edilmeye çalışıldığına ilişkin bir proğram izledim televizyonda ve hemen kaleme sarıldım.Bilirsin belki, nerde bir yanlışlık göreyim onu yazıyorum.
Şiirlerimi kaçırmanız önemli değil,düşüncelerimizin aynı olduğunu biliyorum..
ben o kızıl saçlıyı hep siz olarak düşünmüştüm :)) kısa sürede olsa hasret giderecek olmanıza sevindim :) öyleyse haftaya görüşmek üzere diyelim iyi geceler torununuzu benim yerime kocaman öpün :)
Ben de güleryüzlüyüm.senin de güleryüzlü olduğunu tahmin etmiştim.
profildeki resmi çok beğendiğim için koydum,hem de özlem gideriyorum. kızıl saçlı kızım,torunum ve yeğenim. Kızım da İstanbul'da öğretmen. Tatil olduğu için yarın buraya geliyor. Bir hafta sitede yazmayacağım. onlarla zaman geçireceğim..
ne acı doğma büyüme bir istanbullu olarak bizler bile yetişemiyoruz bazen direnişlere o kadar hızla yok ediyorlarki istanbulu istanbul yapan değerleri inanın dehşet verici. bir çoğudu yabacılara sermaya oluyor ne yazk ki :(
Profil resminize bayılıyorum, tam bir kara kız, çok tatlı.
İstanbul'un güzelliklerine şiir yazamayacağız artık ne yazık ki! rant uğruna en güzel yerler yok edilip, alışveriş merkezleri yapılmak isteniyor. tabii bunu istemeyenlerin başında ben de varım. Keşke İstanbul'a gidip o direnen insanların yanında olabilsem..
Sevdigim güzel sehir "iSTANBUL" kaleminizle, sizede yazdirmis. iyi ki, yazdirmis. istanbul icin yazilmis siirler, ilgi alanim. istanbul siirlerini cok severim. Yahya Kemal Beyat`li, istanbul siirlerini yazan sairler, icerisinde; bende ayri, bir yere sahip. Onun istanbul siirleri, istanbul`u insanlara cok sevdirmis. Kutlarim. istanbul hep gönüllerimizde, güzel sehrimiz olarak kalsin. Selam ile...
istanbul`a yazilan olumsuzluklari okurum. Istanbul`u yazdigim yazilarimda olumsuz bir duruma yer vermem. Sizin siirinizde birilerine gönderme yaptiginizin farkindayim. Bu konuda sizinle hem fikirim.
Sesimizi iyi çıkaramıyoruz.Kalemimizi iyi kullanamıyoruz.Meramımızı anlatamıyoruz galiba.Uykumuz derin.Uyanamıyoruz.Derdimiz çok hangisine yanacağımızı bilemiyoruz.Ve bize aitgüzel olan ne varsa har vurup harman savuruyoruz sanırım. Duyarlı yüreğe selam olsun.Kutlarım.
İsyan boşanmış ki gönül burçlarından, katmış önüne direniş yüklü kelimeleri hoş bir şiir olarak sunmuş bizlere. Kutluyorum şiirinizi gönülden. Gün eksilmesin pencerenizden.
Selam ve saygıyla , nice aydınlık günlere...