...




of Osman off
yüzün yine buruşuk çarşaf gibi
ve ütüleyecek yeni kelimelerim de yok
... malum biliyorsun
çok kitap, çok sinema, çok sosyallik gerektiriyor
yeni laflar t/üretmek için
bunlar da hep para


*canım* desem yapmacık olma diyorsun
yap/mamacık nasıl olur bilmiyorum
geçen gün Yılmaz uğradı
dedimki üst kattaki madama bir sor
okunmuş kitapları varsa versin
/alamıyorum/
çalmış zili fakat madam meşguldü sanırım
kapıyı adamcağız açmış
bizimki sorunca
*okunmuş kitap soracaktım...bendeniz; on dört numara*
köpürmüş adam *ne diyorsun ulan sen*
az kalsın öldürecekmiş
çocukcağızı
nerden bilirdim adamın karısını
*kitap gibi kadınsın Seta*
diye sevdiğini



nerde kalmıştım
ay unutuyorum da yaşlandım mı ne
evet...hayatım diyorum ona da bozuluyorsun
neymiş sıradanmış
sen olmasan bu hayatta beş dakika durmam
anla be işte
tutmuyor ki anasını satayım altılı
sana yeni bir gezegen döşeyeyim gönlünce
düşünsene Osman
gece; simsiyah okyanus
ve bir uzay sandalında sen ve ben
elimizde kızıl ötesi kürekler
vakit
öyle aheste
ben sana şiir okuyorum
*Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şemim
turuncu u nar u narencim, benim şem-i şebistanım*
Ahh gözlerindir kabristanım

Ve sen diyorsun ki
*gel yavrum gel eceline*



kötüsün Osman
dinamit bırakıyorsun hassas hayallerime
sonra saklanıp bir köşeye
kıkır kıkır gülüyorsun
ama ne zaman gözgöze gelsek
bakışlarına, kirli sakallarına ve o kopasıca dudağına
deli gömleği giydiriyorsun
bembeyazsın
un adamsın sen
un adamsın Osman
bir gün yenilip öfkeme öyle bir üfleyeceğim ki seni
yedi fırın gezip, yedi tepeden inip
düşeceksin kıtlıktan yeni çıkmış
bir obezitenin eline

yiyecekler seni
anladın mı suratsız nevale…




de_soulmate