EZGİ/1boğuşuyorum dumanıyla altın ateşle delinen zihnimin duydukça bir bir çıkıyor ortaya gizli korkularla sırlanmış rengi gerçeklerin bu siyah şu mavi o gri ‘ya senin ki.. yaza çalan kutupların pişmanlığı içinde buzullarım dondu baharda kızaran manzaralar kendi alevinde son buldu sorgular daraldıkça belirsizlik çemberim uçmuyor ak kuşlarım içinde kafeslerin ‘kirpiklerimi titretiyor gırtlağıma yapışan ezgin yalnızlığınla kansızlaşan süslü geceler ‘şimdi acılara sığınan ufuklarıma bir in dövme demirden dünün gölgesi yanağımda ellerimle çizdiğim izler vardı alnımda çevrildikçe sayfalar oymalı taşlar çınlıyor mermeri delen sözlerin dudaklarımda çağlıyor zift uykusuna dalmış örtülerin altında hırıltıları birbirine kenetlenmiş düşüncelerim ağlıyor sayısız renkli ışıklar çevrede oyulmuş yüzleri yıldızlı gölgelerle ‘hepsine yetecek mermi kalmamış şarjörde’ saklamaya çalıştıkça dirençlerimi kalbin topraklarına düştüler oyuk yüzlü yıldızların kucağına ‘son kalan beyazı almalıyım ama uzanıyor ellerim almak için onlara konuşuyor sesin ellerime değerek ağzımda son anda ‘sende benim rengim dönüyorum sana terkedilmişliğin şeffaf renginde işlemeli mimarisi ve çınlıyor duvarlarda gırtlağımdaki garip ezgi Blackless |
KOŞACAĞIM PEŞİNDEN
BİN BİR ADRESLE,
İSRAF
CÖMERTLİĞİN OLSUN DİYE
;)