Zamanın ve Aşkın Çocuğu
eski bir geceyarısının tekrarıydı
gidişin hiçbir şey düşündürtmüyor yıldızlar üşüdüğümü anımsıyorum yarım yamalak göz kapaklarım dünya kadar ağır hayata kapanırcasına koyu bir caz hüznüyle ağlıyorum zamanın ve aşkın zenci çocuğuyum... karanlık yalnızlığı gizlerdi ve yağmurlu havalarda daha dürüst üzülür insan üstelik tüm makamların ortasında insafsızca detone çıkıp gideceğim yerdeki kendimde sessizliği tercih edeceğim bu kesin... nehirsiz deresiz ırmaksız köprüler vardı aramızda altlarında yedi iklimler büyüttüğümüz hiçbir iklimin hiçbir rengi yetişmeyince ayak uçlarımıza uçurumlaştı gökkuşaklarımızın kentlerimize çocuksu gülüşleri ihtiyarız... kağan işçen... |