Yakamdan Düşmeyen
kuşkularıydı camlara vuran
sakin caddelere bakan boş camların gömleğim montum alabildiğine kömür kokulu bir aralık akşamı daha da yalnızlaştım her şey anidendi nasılsa bir ışıklar değil... meraklarım köreldi mevsimlere bunu kendim bile anlamadım bir sen anladın yakamdan düşmeyen boşluğu düşünme tutkumu ıslak sokak kokusuyla öpüşüyorum ölüme ihanetimde... seni düşünürken sayıklamayı unuturum adını dışarda yağmurun uslanmış tortusu yıkarken kabuslarımı tertemiz bir hüzünle başlar gün sen yoksun adın yok ben de yokum yalnızlığım var... hadi can simidim ol buğulu gölgelerde kaybolmadan kalbimin dümeni kırık takası kapı önü temmuz sıkıştırmalarıma can yeleğim ol boğulmasın her bulutu ilk sanma çocukluğum çocuk geldim çocuk gidiyorum çoğalan anılarımla büyürken acılarım... kağan işçen |