Okuduğunuz şiir 3.12.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
GÖÇ
Nazdan geçtik naz bir kadının balkonu bütün iyi çocuklar bilir kuraldır bulutlu havalarda aşk mevsimlik bir yanılgı çorap söküğüm anne beni uyandır aşka geç kalacağım
dinliyor musun göğü emen şarkısını çiçeğin
ellerim nasıl koca ağızlı nasıl sürtük bilekliğimde tel örgülü dize bahçesi Ankara’da miyop bir kalbi taşıyor metrobüs uzun yol geçmiyor geçim vaatleriyle
sen şimdi beklet toplu zamanaşklarını içinde bir çöplük temizlenecek
yazdan geçtik yaz bikinili bir mızıka marjinal evlerin saçakları ve annelerin kırıntısıdır toplamak bize düştü bahardan kaldı bu sağrı çitlembiğin ölürken çıkardığı sese ağlayalım ağlamak ki çatılardan düşen kuşu anlatacak
Ankara taş gibi bir kızın boy fotoğrafıdır saçını siyahbeyaz tararken gördüm eminim eteklerinde sallanıyordu bunca insan ve sen başına kır düşmüş hastalıklı gecekondu
öteden geldik naz karıştı yaza öptük yavru bir sokağın nefesinden
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÖÇ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÖÇ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiiri ayrı bir yere koyuyorum yalnız yapılan eleştiriler dikkatimi çeker iyi bir şiirde eleştirilir tabi önemli olan o eleştirilerle büyümek ve gelişmek şiir gayya kuyusunda esaretse ya da bir emekçinin doğum sancısıysa her türlü acıya da katlanmalı bence şair gizemli yolculuktu bu dizeler insan bazen uyanmak istemiyor bu betimlerin gizinde yolnuz hep açık biliyorum, sevgilerimle...
düşsel gönül buut penceresinden evrene saçılan sevi ter buğulu her orijinal tohum hem tekil hem eskiyeni kombinasyonlarla zenginleşerek zenginleştirerek düşgerçeksel yolculuğuna insanlık sanatını yüceltmeye devam edecektir..
dolayısıyla her özgün düşünce önemlidir veirdelenmeye değerdir..elbet karşı çıkanlarda olacaktır destek verip beğenenlerde..farklı tepkiler tamamen algı bilgi duygu çevre şartlanmışlıklar eğitim düzeyleri anane örf vs...ile ilgilidir...insanlık henüz eğitim konusunda olması gereken yerde değildir...medeni insanların erdemi insanlığı bir kenara iterek hala kişisel grupsal çıkarlar uğruna kan döktükleri bu çağda en büyük sorun sistem eğitim-eğitimci hatalarıdır...
çirkinleştirdiği dünyayı güzelliklere kavuşturacak olan da yine insanın kendisi hayata bakış açısıdır iyi niyetli özgün düşünen bireyler artıkça güzel günler yakındır ve sanat şiirde bu yolda gösterge bir ibredir..
harikasınız tebriklerim günün şiirine hayata kattığınız erdemli özgün eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız şanssınız değerli şair Nevzat dost...:) sevgim saygımla hep selamlar...
Emin olun sizi özellikle seçmiş değilim.Yorumlar % de 90-95 hep aynı,çok güzel,şahane,vb.Tesadüfen sizin yorumunuza denk gelmiş.Yönetimin son mesajına göre malum şiiriniz bir halta benzemiyor deyecekseniz özeline diyebilirsiniz:) Aman suiniyet aramayın da ne ararsanız arayın.Kimse kimsenin şiirini beğenmek mecburiyetinde değil.Sizi üzdümse özür dilerim.
bir hayret var içimde. kolay yorum yapmam. kolay beğenmemde. hata bulduğumunda gözüne sokarım. lakin buradan öğrendiğim şeyler gerçekten var. betimlemeler, imge tamlamaları, imgelerin yerine göre vurguları. kim benim eksiğimi bilebilir ki, öğrendiklerimi yargılasın. ve neden özellikle bu yorumlar benim yorumum üzerinden gelişiyor. peki şöyle desem memnunmu olacaktınız. şiiriniz bir halta benzemiyor. bende hiç bir şey öğrenmedim. bu dahamı olgun olacaktı. muhatap olarak cevap beklemişsiniz. burada yoktum. ve şimdi verdiğim cevaplar tatmin ettimi. bunuda bilemem. lakin şiiriniz<i beğendim. ve alacağım payeleri aldım şiirinizden. saygımla.
Aslında muhatabım asıl muhatabım Yazgı24 dolaysıyle sizdiniz.Asıl muhatabımın cevap vermeyişi size birşeyler anlatmıyor mu? Demek istediğim bir övgü ve alkış tufanıdır (Akımıdır)gidiyor. Üzülü/yorum ayrıca kendimi şair olarak görmüyorum sadece şiirle içimi döküyorum vesselam.
Evet gramafon fakirin çalgı aletidir,piyano zenginin ve şair çok mantıklı bir çümle kurmuştur.İşte buna benzer mantık arıyorum ve arayacağım. Saydığınız veya saymadığınız usta şairlerin şiirlerini anlamlı buluyorum. Mantıklı bulu/yorum.Bu akımın şiirleri dediğiniz akımın şiirleri beni tatmin etmiyor.Siz akıma kapılmayın kendiniz bir akım yaratın O zaman başım üstüne efendim.Allah a emanet olun.Sevgi ve saygılarımla.
Feyzi bey, Veysel bey yorumunda ''şiir öğretti'' demiş, sanırım hissettirdi demek istemiş. Ki şiir hissettiriyor ve sizin düşündüğünüz gibi boş bir şiirde değil. Bunca şiir eleştirmeni imgenin ne olduğundan ve günümüz şiirinin poetikasından bahsedip duruyor, tabi ki bu eleştirmenlere şairlerde dahil...İmge, betimlemenin öznel hali ve yorumudur. Alışılmamış bağdaştırmalar gerçeği de şiiri, şiir yapan gerçeklerdendir ve şiire öznel bir hava katar. İmge de mantık arama yolu da bir yoldur ve saygı duyulmalı...Fakat, Attila İlhan'ın 'Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor''dizesi bile yaprak titreten özgün bir değeri barındırıyor. Gramofon yoksul olur mu ya? diye sorup, mantıksız derseniz,şiir yazamazsınız zaten...Mesela, Murathan Mungan'ın ''ölümün soğuk demircisi, kayaları bir sürüngen dikkatiyle inerdi''dizelerinde ne anlatmak istediği aşikârdır, mantığını şiirin kendine has örgüsünde arayacaksınız ki doğru olan da budur. Şiir, yeni bir şey söylemedikten,yaprak titretmedikten ve yerinde saydıktan sonra, resimsel bir düzey yaratmadıktan sonra ne işe yarar ve ne kadar şiir denilebilir bu yazılara? Aziz Nesin ne güzel söylemiş''Bizim ülkede üç kişiden dördü şair''diye...Üzerine alan alsın ki herkes şiir yazmasın, yazsın ama ben şiir yazıyorum, şairim demesin. İç dökme başka şey, şiir yazma başka şey...Maalesef ki ben yeni şiir dilini anlamıyorum diyen kitle, kendi şiir düzeylerinin ve birikimlerinin farkında olmuyor.İmgeyi derin bir saçmalama olarak gören tabakaya, ustaların derin imgelerini, gösterge seçimlerini, yeni yaklaşımlarla şiir sanatına olan katkılarını, alışılmamış bağdaştırma denilen nimeti, betimlemenin gücünü ve çağdaş şiirin yapısını incelemeyi öneririm. İmge başka bir şeydir, saçmalama başka şey. Eğer ki postmodern şiirden dem vuruyorsanız size katılıyorum ve bu akımın şiirlerini ben de beğenmiyorum; soyutlanmış bir hal ile karışan bilinçaltı ve sayıklamanın karışımıdır bu şiirler...İkinci yeniyi de aşan bir anlamsızlık ve anlam tabakasını dışlayan şiirlerdir ve onayladığım bir tarz değildir. Bunların dışında,bizim toplum da gerçek şairin şiirleri okunmaz da, nedense popüler kültürün yarattığı adamların ve yayınların şiirleri okunur. Mesela Ahmet Selçuk İlkan gibi şairlerin yazdıkları müthiştir kimilerince...Sizce de böyle mi? Yaz, arkaya fon müziğini yasla ve sonra ayıl, bayıl...Şiir, müziksiz de şiir olabilmeli...Bence Ahmet Selçuk İlkan'ın yaptığı, var olanı olduğu gibi yansıtmaktır,bir iç dökümüdür ve yazdıkları şiir değildir.
Neyse...Son olarak şiiri anlamanın derin okumalardan geçtiğini ve süreli yayınları takip etmekten geçtiğini söylemeliyim. Dergiler, bu anlamda genç şaire ışık olabilir,yeni ve farklı seslerin hissettirdikleri arasında şair kendini bulabilir kanımca. Andrea Malraux'un sözünü burada da yazmalıyım ki çok önemlidir.''İyi manzara resmi yapmak için manzaraya bakılmaz, iyi manzara resimlerine bakılır''der Malraux...Genç şair, geleneği unutmadan,yerli yerince ondan faydalanarak yeniyi aramalıdır.Ben bunu yapıyorum,tavsiye de ederim.
Okuyucunun gücü ve birikimi, şiirin gücünün ve başarısının da belirleyicisidir aslında...Bu yüzden, bizim ülkede şiir sevilmez,insanlarımız şiirin sokak dilinde yazılmasını isterler, aksi durum saçmalıktır ve şiir saçmadır. Kişi, önce kendi düzeyini yükseltmeli, şiirin düzeyi kişinin düzeyine hiçbir zaman inmez çünkü...Söz gelimi, Herkesin aynı şekilde anlayabileceği tarzda şiirler yazılsaydı tarih boyunca, usta şairlerin hiçbiri usta olamazdı ve basit birer şair olurlardı. Bir usta şairi, ayrıksayan en önemli özellik özgünlüğüdür.
Bugün Posta Gazetesi şiirlerine şiir diyen tebaa, Varlık Dergisi, Kitap-lık, Afrodisyas Sanat, Akatalpa, Eliz gibi dergilerde yayımlananlara nasıl olur da şiir değildir diyebilir anlamak mümkün değil...Kötü şiir, hatta şiir bile olmayan içsel dökümlere övgü ile yaklaşılması, okurun düzeyindeki sancıyı açık şekilde göstermektedir. Okur, gerçek şiirle tanışmak için, öncelikle araştırmalı, okumalı, daha çok okumalıdır. Şiirin varlık derecesi için, potansiyel ve birikimli şiir okuyucusuna ulaşma gerekliliği önemlidir.
Hayata değişik bir pencereden bakan, eleştiren, yozlaşmaya kafa tutan başarılı bir çalışmaydı. Genellikle bu tür şiirlerde anlamsız cümleler peş peşe sıralanarak güya derinliği olan ve eserin sahibine''Bilgelik'' ünvanı kazandırmayı amaçlayan çok sayıda saçmalık okuruz. Ancak sizn şiiriniz bu tür mülahazalardan uzak, okuyanı değişik atmosferlere çekebilen başarılı bir çalışma olmuş. Günün şiiri olmayı fazlasıyla hak etmiş bir eserdi. Zevkle okudum.
İmge olsun tamam da biraz mantıklı olsun, mantıksız gibi görünse de mana ile ahenk insanı biryerlere alıp götürsün ,sevimli olsun,insana birşeyler versin,insanı düşündürsün.Başı ile sonu tutarlı olsun,yatağında aksın bir ırmak gibi,ister sakin aksın ister çoşkun.Bu yüzden beğendiğimi söyleyemem .Avam lisanı ile benden bu kadar vesselam.
Teşekkür efendim, beğendiğinize çok sevindim. Türkçe'de bu tip bir sözcüğün olmaması konusunda haklı olabilirsiniz. Zaten Tdk sözlüğünde de yok. Susmak sözcüğünden türettiğim bir sözcük ama benden önce de defalarca kullanılmıştır. Şiir, sözcük türetmelerine, değişimlerine izin veren bir tür; düz yazı da kullanamadığımız değişimler, bu alanda mümkündür. Ece Ayhan'ın ''cehennet'' sözcüğü gibi...
Susuşmak da bunun gibi bir şey...farklılık, yenilik vs...
Tıpkı koca ağızlı bir kadını Ankarada ki balkonda resimlemek gibi!.
Tıpkı bir aşkın anatomisini önceden bilip Annesine vaaz vermesi gibi!.
Tıpkı yavru bir sokağın nabzını tutarken Hiç kıramadığı o naz(ı) umuda sobeletmek gibi!.
//
Susku Susak Susuşmak
Şiirlerde en çok sevdiğim sözcüklerdir. Aklı zorlayan şiirler bana hep heyecan verir.
İmgelerin kulaç attığı, bir deniz gibiydi şiir Başlığın gizemini aratan temalarda, önce vurgulara ya da finallere bakarım.
Öteden geldik (Göç) Öptük yavru bir sokağın nefesinden (Göç)
//
- Aşk mevsimlik bir yanılgı /çorap söküğüm (Acı acıyı kesmez, yeni bir yanlışı doğurur) - Bileklerinde tel örgülü dize bahçesi (Susuşun karesi) - Ankara’da miyop bir kalbi taşıyan metrobüs (Umudun vaveylası) - Bahardan kalan sağrı (Bazı insanlar ölü doğar/kader) - Başına kır düşen hastalıklı gecekondu (Kalbimi ne kadar beyaz sızı varsa yağacak bu gece)
*
Biçemiyle, akışıyla, kurgusuyla, seslerin birbiri takip etmesiyle, imgeleriyle, vurgularıyla Çok başarılı bir şiir olmuş.
Nevzat Konşer Teşekkürler.
mavi_dans tarafından 12/4/2011 12:35:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
Biz okuyarak büyümeyi seçenlerdeniz. Kavgamız şahıslarla değil, eserlerleriyledir. Günde 100 tane şiir okumaktansa!.. 10 tane adam gibi yazılan şiir okurum. O yazılandan beslenmeye çalışırım.
Bu sitedeyken; bu durumu kendime rehber edindim
Yolumuzun üzerinde şiirler olsunda kavgamız varsın olsun...
**
İki dilin kitlenmesini vecizleyen -susuşamak- yorumunu okuyunca
Özdemir Asaf geldi aklıma Ve daha niceleri...
Şiir jargonuna ulaşmak zor iştir. Kalabalık bir dağarcık ister.
Şiir, şair için aşk değilse eğer, şiir sakat doğar. Ben, bir şiir sevdalısının okumadan,kendinden önceki iyi şairlerin yaptıklarına bakmadan gelişemeyeceğine bizzat şahit oldum. Olduğu yerde saymayı yeğleyen bir insan bunun yapar.Andrea Malraux,''İyi manzara resmi yapmak için manzaraya bakılmaz, iyi manzara resimlerine bakılır.''der(Hızlan-Şiir okulu olur mu?) Gelenek bu yüzden önemlidir, şiirin gelişimine eklemlenen düşünce, kalıplarından sıyrılarak hedefe varabilir. Şiir, gelenek ile gelişen zamanın şimdisini birleştirerek yeniyi doğurabilir. Bilinç ve iç sorular bileşkesi, şiirin varmak istediği gerçeği belirler. Şairin kendine çizmek istediği resmin içinde neler var,neyi nasıl yapmak istiyor,şiiri ne olarak görüyor? Şiiri bir iç dökme olarak mı görüyor yoksa evresel bir düzenin parçası olarak mı? Gerektiğinde toplumsal düzeni değiştirme cüretine bile yeltenen şiiri, nasıl yorumluyor dünyasında şair? Şiir ciddi bir iş, bir duygu işi...ama bu kadar değil...şiir, asıl olarak akıl işi...ben ilhamı beklemek gibi bir klişeye de inanmıyorum ve hiç onu beklemedim. Ben şiire gittim hep, o bana gelmedi. Şiiri seviyorum ve çok sevdiğimiz şeylerden olumlu dönüt alabiliyoruz. Şiir, iç dökme değildir, şiir anın fotoğraflanmasıdır kanımca, resimlenmesidir.
Değerli Mavi Dans, sizinle tanışmamız biraz kötü olmuştu ama sanırım şiir yolunda iyi gidiyoruz:)Bu gibi paylaşımları hep sevmişimdir, tıpkı eleştirilmeyi sevdiğim gibi. Şiirime yaptığınız yorum için çok teşekkürler, mutluluk bazen, bir bilir kişinin şiire yaptığı güzel yoruma karışan bir şair sevinmesidir.
Eyvallah cânâ...Çok değerli bir yorum bu...İyi şiir,yeni söyleyişler, özgünlük...sanırım artık kapıldığım rüzgâra sözüm geçmiyor. İleri, durmadan ileri...iyiye ve daha iyiye... Yorum çok mutlu etti...
sevgilerimle...