Şu deniz dağları getiriyor dalgalar beyazbeyaz işliyor iskeleyi sıkı fıkı olmuştur bu sırıtkan martılar çatılara sarılırlar kanat dolusu
maviden ödünç bir şeyler alır rüzgâr bir feribot denizi zıpkınlar suya karışmayı sever de pencereler rüzgâr kendini tanıtır durmadan nefes kokusu yıkanır suyun sarmaşığında
evler durmaz Güzelyalı’da, yürür omuzlarına yüklenir çaylak baharın şu deniz Gemlikli bir kadının eteği şu deniz telaşla taşınması Armutlu’nun
ben bunu bilir bunu söylerim hatırasından öperim gözüme takılan dalgayı
burası bir güzel at, bir aşk istasyonu yüreğini çitle çevirmenin bedelidir yalnızca ’bakmak’ uzaklara, uzağa, yön bilmez usa yanaşmak yelkenli bir temizliktir
gölgelere sorsam tenine melekler oturmuştur kaybolmuştur yavaşça Haziran güneş köşkünde sorsam akşama yerlisi olmuştur Mudanya’nın dolaşıp selamladığını gördüm çünkü esnafları
ben yine de belli ki deniz olamam, ama rüzgâr dinlerim dilimin bir kısmını bırakırım koyaklara taşın içindeki sırla boy ölçüşerek
bir sigara, bir çay dokusu, bir fesleğen biriktiririm marinaya bağladığım şiirlerde akşamın sekizi gibi hafifçe kararır bakışmalar yelkenler düşe iner, kıpırdanır böyle bir sevmek sütliman olur da geniş balkondan kuduran atlas evler yürümez, kendi ağında kavrulur balıklar suyun nabzında atar balıkçıların yazgısı.
gitarın sesini açar rüzgâra doyan bir şiir senin ağzında Destina çiçekleri Güzelyalı, kimin uydurduğu bir gerçektir!
yaşlı bir adam portresi gibi çömelir gece sahile sevgililer vurur, ayrılık ki hep bir ihtimal ben kendime sadık bir yalnızlık edinirim yatıya kalırım dudağında şiirin!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MARİNAYA BAĞLI UCUZ BİR ŞİİR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MARİNAYA BAĞLI UCUZ BİR ŞİİR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
rüzgârının heybetine kırlangıçlar uçuran elif'in kokusu siner atlasın güvertesine...
buğdayını reddeden başağın boynundaki darağacına sarılır gönlümün gazeli...
koyaklarında ateşili kar taneleri büyüten sukût!
dökül avuçlarımı öpenin yüreğindeki öksüz berekete ...
yoksa tavında dövülmüş imgeler soyunacak hırkasını sonsuzluğa satanın gölgesinde...
t e b r i k l e r şairim...
Mehtap ALTAN tarafından 9/2/2012 2:21:19 AM zamanında düzenlenmiştir.