Bir Avuç İlkel Karmaşahey yıldırım gözlü şair ben size dönerken hızla yüzümü siz neden ırzına geçtiniz şiirlerimin paslı iğnelerinizden yanaklarıma yağan yağmur da aldı nasibini oysa denizdi bir adınız… yoksa ipi kesilen sözcüklerimin yenice biten bir kasım sabahında ölüşünü izlemek miydi son fantaziniz? bakınız kehribar sarısı tespihlerde kaldık başka dünyalar gibiyiz çekmekle biterse evet bitecek bir gün ecir günlerimiz genlerimizde bir beyaz düş birleşmeye hazır/kuyruklu bir yıldız gelirseniz ütülenecek buruşuk anılarımız iterseniz düşecek yalçın kayalardan aşağı o aşağılık inadınız ben beton dökünce kalbimin toprak yollarına ........akın içeri o büyük zamanlarda tarih olalım elmas tasmalar takıp boynumuzun acılı boğumlarına aşk’ın yasaklı ülkesinde anadan üryan, hayallere balıklama dalalım öyküsel bir bağ bozumu kırsın şifremizi kan içelim bu gece yok bu hiç adil değil hep buçuklarda duruyor saatin âşifte ibresi bir dil yarasına kesik atmak/açmamış bir gül yaprağında yalnız bir çiy olmak koyuyor be usta elmada izinsiz yaşamak sanki ikimize kurulan bir tuzak atlı karıncada şarkı söylerken kesilmesi aniden elektriklerin ya da düşmek dönme dolaptan uçan bir balonun ipinden asılmak gözlerinizin göğüne oysa sahanda yan yana duran iki yumurta sarısıydık düne kadar bugünse giderek izleri silinen sürek avı ve bir avuç ilkel karmaşa.. Çiğdem Parlayüksel |
Şiir resmin hakkını fazlasıyla vermiş...
Dali şiire fazlasıyla yakışmış...
Tebrikler