sen kabı yer beğenmez siklamen bir çıraya satarım seni düşünmeden kasım kasım kasılmasan aralık uykuların ocağını didiklemesen âhh sen yok musun sen
bir âh’sın sen ayların bir gün çektiği zamanlardan kalma unutulmaya sirayet bir günah tutkulu bir âh tut kulu! bırakma programlı! acil anonsları tırmalayan müptelalık sen yok musun sen unutulmamaya kurulu tek kişilik kalabalık!
seğirtir dalgın bir vakit sesin dalarsın ruhuma, aç martı sesleri gibi gözü kapalı bir iğne olursun o vakit tüm tefrikaları gizli patikaları ezbere bilen doygun gülüşlere aç, acılara aysberg şu tepelerin ardı dersin , ötesi bahardır geçecek sonra! yürürsün ağır ağır sonrası terlik pabuç hikâyesidir sonrası yine bir yorgun masal!
sökün halde tırmanan birikintiler ve aslında hiç inanmadığın mucizeler! sen yoksan da kesilmez, iniltiler yine yeniden yenilgiler... sonra kör olur yine, lâldir tüm ipler şaşırır mucizeler ve yine, hep ipi deler iğneler!
zûl halde ve sinmiş bir konçertodur gerisi sürünerek girer odama bir karaltı ne var ne yok maziye intihal halde ve korkuya pijamalıdır heceler son dublede sıkışır gözlerin işte son cemre düşmeden az evvel!
bir sabah daha basılır geceyle kat kat kilitli kapılar açılır inceden ve sana benzer bir kuma daha sızar o delikten! işte sana bir beklentinin izdüşümü daha iğfaldir işte bir ikilemin nispi temsili daha geçer üzerinden! bu bir ihtilâldir ve besmelesiz bilirsin faili tüm diller gönüllü lâl’dir, tüm harfler fâni!
bir çatırtı sızar cümle budak bir çatı aranır sığınılacak ve tanıdık aromalı olmalıdır muhakkak sargın gibi uzanır rölyef dallar uzun cümlelere saklanmış imgelerle taranır saçlar -sen yoksan da onlar hiç yalnız bırakmazlar- eşkenar bir tebessüm kurulur yüzüne! ve...gelirsin sonra!
sonrası; parmağını kapıya kıstırmış gibi, melankolik translar!
son fasılda aralanır buhran yanaşır yine, okşar siklamenler sen atı vurmak istersin her defasında! ama kurşun, hep eğere değer her nasılsa!..
ToprağınSesi
( verdiği emeğe, emeğine koyduğu yüreğe, ve cansız dizlerime bahşettiği buğulu sesiyle; bir kere daha, binlerce teşekkürler Nebiha Muradî öğretmenime)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sen Yok musun Sen şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sen Yok musun Sen şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir çatırtı sızar cümle budak bir çatı aranır sığınılacak ve tanıdık aromalı olmalıdır muhakkak sargın gibi uzanır rölyef dallar uzun cümlelere saklanmış imgelerle taranır saçlar -sen yoksan da onlar hiç yalnız bırakmazlar- eşkenar bir tebessüm kurulur yüzüne! ve...gelirsin sonra!
sonrası; parmağını kapıya kıstırmış gibi, melankolik translar!
son fasılda aralanır buhran yanaşır yine, okşar siklamenler sen atı vurmak istersin her defasında! ama kurşun, hep eğere değer her nasılsa!..
emeğinize saglık!!nefesinle can bulmuş nebiam..sevgimle ..kutladım canlar
Senin şiirlerine yakışmak öyle kolay değil. Hem şiir, hem hayatın aritmetiği farklı söylemlerle düşündüren pat diye değil, sindirte sindirte anlamın içine alıveren önce gözlerimizi, sonra diğer duyularımızı
ötesi bahar mı, geçecek mi, essah mı?.........
Nebiha Muradî tarafından 11/26/2011 7:39:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hani uzun şiirler sıkar derler ya. Yok işte kızıyorum ben ezber sözlere. Serhat Akdeniz her daim kendine özgü benzetme sanatları ve özgün hikâyeleriyle farklı bir soluk getirmiştir şiire ve sıkmadan merakla akıcı bir dille okutur şiirlerini. İmzasını görmeseniz de tanırsınız onu.