Çok Zaman Geçmiş Aradan
Zorla tutuyorlar beni bu hastanede.
Kocaman bir tabelası var girişinde ’’ Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi ’’ Yazıyor gören gerçekten hasta olduğumu düşünecek Ben hasta değilim dedikçe ilaçların dozajını arttırıyorlar bu lanet hemşireler. Resimlerde sus işareti yapanlara hiç benzemiyorlar onlar masumlar , hiç art niyetleri yok gibi görünüyorlar. Öyle ilaçlar veriyorlar ki adımı bile unutuyorum çoğu zaman. Doktorlar zamanla seni de unutacağımı söylüyorlar Olacak iş mi ! Korkmuyor değilim, korkuyorum aslında ya başarırlarsa diye bu yüzden dilimin altında saklıyorum içmiyorum ilaçları bazen kontrol ediyorlar ama onlar odadan çıktıktan sonra odadaki açelya çiçeğinin toprağına saklıyorum fark etmiyorlar. Yanlışlıkla bir kaçını yuttuğum zamanlarda oluyor Sürekli uyuyorum Ölü gibi kendimden haberim olmuyor Gerçek mi düş mü bilmiyorum ama arada seninle konuşuyorum Karşıma geçip o tatlı gülüşünle mest ediyorsun beni yine Hele o saçlarını gözlerinin önünden çekişin yok mu... Mevsimleri bile kıskandırıyorsun hani Sonra aniden irkiliyorum kapının korkunç sesiyle Sen mi çekip gidiyorsun yoksa hemşireler oyun mu oynuyorlar henüz kestiremedim... Kafalarından birde senaryo oluşturmuşlar. İki de bir ezberledikleri replikleri tekrarlıyorlar yok biz trafik kazası geçirmişiz de , sen ve kızımız hastaneye giderken ölmüşsünüz Bende ağır yaralanmışım Aradan uzun bir süre geçmiş Sonra gözümü burada açmışım falan filan saçmalıyorlar işte. İnanmamı bekliyorlar... Merak etme kandıramazlar beni. Bu hastanede hasta ziyareti yokmuş Öyle diyorlar. Herkesin kendine ait bir odası var Öğlen üç gibi gün yüzü gösteriyorlar , o da yarım yamalak başımıza da bir tabur güvenlik görevlisi koyuyorlar akşam beş deyince de dışarıyla irtibatımız kesiliyor. Ulan sigarayı bile sayılı içmemi söylüyorlar Her şeye bir bahane bulup ne dersek tam tersini uyguluyorlar. Defalarca kaçmayı denedim inan Hatta doktorlardan birisini yaraladım öyle bir gömlek giydirdiler ki Sıkıştım , ellerimi oynatamadım Ben karımı , kızımı özledim diye yalvardım Yakardım. Duymadılar yakarışlarımı Kızımın kokusu burnumda tütüyor Seninle tatlı atışmalarımızı , hafta sonu kahvaltılarımızı özledim. Hani alışverişe çıkmayı bile özledim o derece Ne olur yalan söylediklerini kanıtlayın Çıkın gelin de bitirin şu hasreti Uyandırın bu kabustan. Buradakilerin hepsi aynı ama birisi anlıyor halimden Dayanamıyor göz yaşlarıma Bu mektubu da onunla göndermeyi planlıyorum zaten Gelince tanışıtırırım ,hep seni anlatıyorum ona Öbürleri olsa dinlemeden uyuştururlar Neyse... Şimdi sigara içmeye çıkacağım Zaman daralıyor. Kızımı öp benim için , doyasıya kokla Seni seviyorum... | Doğan Yücetaş |