Bu Gidişle Sensiz De Ölebilirim
Affet beni...
Bu gidişle kendimi sana mahkum ediyorum. Affet düşlerimizi... Bir kaşık suda boğulan o yetim bebekleri affet. Gözleri görmeyen eylüle küfretmeyi bırak ve sen sana yakışanı yap. Sana mahsus değil affetmek ama sen affet. Bak kanlıca kana bulanmış. Vefada bozacılar bozmuş şehrin ahengini. Yıldızlar düşman kesilmiş geceye , kanıyor ayın bilekleri. Bu gece susma , kus ardımdan nefretini. Belalar oku bu terkin ardına dönsün dolaşsın , buluşsun yüreğinle. Affet kendini. Bu gidişle ben , senden daha çok eksiliyorum. Metropol-ler yıkılıyor üzerime. Küçük şehirlerin ahı takılıyor ayaklarıma. Kolu kanadı kırık meczuplar yol gözlemekten harap ve bitap düşmüşler. Bu gidişle ölür güllere tapan bülbüller. Hem her şeye rağmen affettim seni. Aklım bir karış sende , bu gidişle çok yaşamam ben. Yarından da yakındır belki kalkar Üsküdar’dan cenazem tabutuma birikir karanfiller. Bu gidişle diyorum ; sen ve ben ölür açık ve sade bir siz kalır ikimize bu küfürden de beter. Gerçeklere rağmen affettim seni. Aklım bir karış sende , bu gidişle çok yaşamam ben. Yarından da yakındır belki , elbet bana da yakışır kefen tabutuma birikir karanfiller. Bu gidişle diyorum ; Ben ölürüm sen gülersin gittiğin yerden. Bu gidişle sensiz bütün sorulara cevap veremem ki ben. Hadi yaşım tutmadı da azrail salıverdi yakamı diyelim. sizi seviyorum demek , seni seviyorumlarımın pabucunu atamaz ki dama. Hep eksik kalır , kadehler ise kırık. Bu gidişle tamamlamam ki ben. Düşünüyorum da yazmamış olsaydım. Hiç yazmasaydım okumadıklarını , bir gün anlat derdini çaren olayım deyip. Dinler-miydin beni. Düşünüyorum da kaybediyorum sanki düşündükçe kendimi. Bu gidişle seni yollar tüketir. Beni yokluğun. Bu gidişle diyorum , seni benden ayırır mesafeler , gökyüzüne masal anlatamam... Tamda istediğim gibi aslında; sen yol üstü sevdaların durmak bilmeyen yolcusu. Ben ise boyumu aşan bir meltem rüzgarı. Sürüklesen beni saçlarınla gittiğin diyarlara. Bu gidişle ben burada kalamam üç beş güne sığmaz sevda dedikleri. Anlatamam seni , anlamazlar halimi. Bu gidişle diyorum hepten yalnızlığa karışırım. Duvarlar göz yaşı döker ardından nem kokar odam. Bu gidişle çıkarım ben zıvanadan ,kopar umut liflerim çıkarım hayatın rayından. Olur da çıkarsan hayatımdan. Dinden , çileden , dertten , kederden... Çıkartacak ne varsa , çıkarıp ceplerimden koyarım masanın üstündeki yokluğuna. Bu gidişle beni kendinden ayıklarsın sen en fazla. Sonrasında ben hep bana düşman. Bilmiyorum farkında mısın ? Bu gidişle bitiyoruz biz. Bir birini çok iyi tanıyan iki yabancıyı oynamaya hazır değilim henüz ben. Bu gidişle tamamen çekiyorsun ellerini üzerimden. Büyük adımlarınla uzaklaşıyorsun o can bildiğinden. Oysa içim seninle doluyor her adımda. Gidiyorsun , gittiğin yere benden bir iz götürmeden. Bu gidişle, ne sen beni seversin. Ne de ben senden vazgeçerim. Bu gidişle biz biteriz. Bu gidişle kapısını aralarsın sen sonbaharın. Ne yaz gelir ne çiçek açar ayaklarından mahrum kalan bu kentte. Dayanılmaz acılar nasır diye düşer avuçlarıma. Bu gidişle göz yaşı yüklü bulutları da takarsın peşine. Bu gidişle ben sensiz kalırım. Ama olsun alışkınım ben. Çayı şekersiz kahveyi de olabildiğince acı içerim. Diyeceğim o ki seni sensiz de sevebilirim. Bu gidişle sensizde ölebilirim... Doğan Yücetaş |