Mağrur
önümüzde penceresiz bir deniz
küçük bir odadayız acıya şaşmıyoruz aramızdaki güneş olunca... gündüzleri yalnız uyuduğumda yokluğunun sonu yaklaşıyor sanki zaman azalıyor daha bir yaklaşıyor yokluğun... dünyadan kopuyordum o soğukta acı gri çamuru vardı sessizliğin kendimi bırakıp evlere acırdım solgun ışıklara muhtaç gölgelere... üzerime abanmadan akşam ateşiyle sevgilim sensin diyemeyeceğim belki diyemeyeceğim belki ay ışığında sensiz üşüdüğümü...ama belki... kaba boşluğuna uygun değildi sevgim kıyamazdım biçimsiz kötü ayrılığına aklıma gizlediğim gerçek sözcüklerim yoğrularak akarken soluduğum yalana... şimdi küflü bir rüyada kalan artığımla kendi artığımlayım...yolların sonu yağmur salkım saçak kirli sustuğum o kalabalıkta aramayı bıraktım yorgunum içten mağrur... kağan işçen |