İçimde ölen kadınlar teranesigeceden arta kalan gülüşüne sürdüm yüzümü uyumazlığım bu yüzden sabaha umursamaz bakışım uyuşmazlığım hayatla belki de iki kere ikiye nefretim farkında değilmişim henüz doğmadan da ölüyor insan gönül bağımı koparan akbabaların çığlığına bakıp güldürükçü yazmışım alnımın ortasında bir şaki kaldı mı ki etrafımızda uykulu oysa seninle ağlamak son bir defa güneşi gören gözler için bile dildir kül olur kararan odlar eyvahlarım dahi dönüp gelse uykular yalnız sabahlara kuz simitçi sen de gel kapımıza pencereleri bırak şimdi dümdüz bir adam ve kadın için bize huzurlu bir hayat bırak belki ölüm çok yakın fırsat olmaz sevdamdır diyen nefesim incinmiş dualarına takılır kaskatı sözünü unutmuşum ama nasıl kirpiklerini hatırlarım bak gözlerinden geçtiğim sığ dereler boğulmuştur bilmezsin inceden söyledim toprağa gel ki nail olsunlar dedi yüzüme latife etmişler zehri içirenin özrüne diyorlar ki ölüden çıkar mı nefes vurun sazlara ey cümle alem aşk için makamı tutturmak yeter |
çağrılan duysa koşar adım olur sanki.
ilhamınız daimi olsun diyorumm...