Unutma beni çiçeği
Zaman eski kitapların sayfalarından
yaşamak denen mevsimleri çalarken yüzümüzün gülen yanında bir tebessümlük ilahi adalet biraz dua biraz da sonsuz bir merhamet kaldı hepsi hepsi bu gerisi sararmaya yüz tutmuş resimlerin onca kalabalıkta akla zarar yalnızlığı sevebilir miyiz tekrar kim bilir filhakika suda sallanan tekneler yakamozun yüzünde parlayan ışığın sebeplerini nasıl çalabilir cahil bir Tanrı Dolunayda dans eden deniz atlarıyla yüreğimde hep bir Çerkez ezgisi ufka bakarak mütemadiyen bekliyorum seni dağa taşa anlatıyorum o eski zamanları bir çağı kapatmak bir aşkı bitirmektir yavru Kırlangıçlarla avunuyorum hüznümü yüzüme sürdüğüm avuçlarımın çizgilerinden alıyor hatırlıyorum yıllar yılı harcadığım yüreğimin kapısından yollara serptiğim delikli nane şekerlerinin tadından asla vaz geçmeyeceğimi bilmelisin batan gemiler mendireklerde çürüyor göğsümde ağlayan kadınların bahtına yazdığım şiirlerin tamamını şile bezinden bir bohçaya sarıp kumsalda yengeçlerin sırtına yükleyerek dilimden sarfınazar ettiğim her sözün neme nem bir şey olduğunu da bilerek kafiye durak noktalama cart curt demeden olduğu gibi anlatarak yazıyorum hayatı neticede kırık kırmızı kiremitler parçalanmış dış cepheleriyle evlerin alnında lanetli birer hülyaymışçasına duruyorlarken takdire şayandır hayata direnişleri benimse bu savaştan yorulan kalbimin aksi sarhoş naralarından bir köşeye sinmiş sokak köpeklerinin gözlerindeki yaşlar gibiydi ne zamansız ne acı bir söz unutma beni |