Kımıltısız
kımıltısız akşam sokaklarının soğuğunda
kaybettiğim gençliğimde kaldı özlemeyi beklemek bulgur kokulu sarı kış sofralarının mecaliydim daha hayatın anlamını çözememişken saatlere bakmak iki şehrin gün kesitlerine vuruldum senden önce ve ayrı ayrı şarkılar yaz sıcağına benzerdi ya da şubat öğle sonlarına şimdi başka şehirde ve şarkısız günün kesitlerine bölüyorum güzelliğini dışarıda üşüyen ıslak yapraklarda aklım pencerelerin ardında rüzgarın karanlık eli kamçılıyor içimdeki korkunç uzakları saygılı yağmurları söyledim yüreğindeki loşluğa göz kapaklarının altına gizlediğin şimdi kendin de yoksun yeşil ve nemli sularda çıkıyorum sabaha mutsuzlukla boğuşurken tüm kandırmacalar kimsenin yüzüne bakmıyorum yalansız yaşamak için çayın buğusuyla selamlaşıyorum ilk çaresizlik... kağan işçen... |