Uykuya Uykuda
acemi solurduk havayı
usulca giden gölgelere bile bakmaya sanki erken kurtların kente inme vakti uykuya düşkün unutulmuş kasaba pazarlarında kaçırdık aşkı aslında aşk değil imkansız olan eskiyi yaşamak mümkün olsaydı... balkonlara soğuk değince alışmak zorlaşır iki kişilik hayallerin gün ışığını uğurlaması sokağın uğultusundan bir ses eksilir ömrümden ne kadar iki varsa kaybolur yiter gider yırtık zaman açgözlüce beslenir doyuracağı yeni acılara... sevmek eylemini bütün zamanlara aynı anda seni anarak çekiyorum dilimdeki uğraşta kalıyorsun beynimdeki hınçta yüreğimdeki sonuçta sen hariç seninle ilgili her şey bendeki yokluğunda revaçta... kendime göre biçtiğim düşsel kumaşta tenin rüyalarımda sarınarak avunuyorum kırıntısına sıcaklığının uykuda ölmek istiyorum... havayı acemi solurken geç uyandık karlı sabahlarına aşkın kentimizi kurtlar bile terk etti hiç güzel anımsanmamış kasaba pazarlarına cahilce umarsızdık aşk değildi aslında imkansız olan eskiliği bile silinmiş bir eskiye dönmekti... kağan işçen |