kısa notlar
.
o gün gecenin kalbinden doğdu dolunay gökkubbenin sancı çığlıkları yağmurlar sağdı yeryüzüne imlası bozuk bir ezber olmalıydı bu bilmediğim dilde konuşan ölüm hayallerine sığmaz olan çocukluğum gözlerine tırnaklarımı geçirdiğim rüyalardı aynı bedende aynı cinayeti saklayan çaresizde olsan yalvarma çünkü dedi dili geçmiş zamana çöken rehavet bir daha bakmak lazım ruhunu ürküten aynanın arkasına fakat şimdi yağmur kokmak istemiştim ne olursa oldu belki sadece çek tetiğini uykusuzluğun gidelim bu şehirden sonsuza kadar şüphesiz kendimi bağışlamadım hiç ¿ |