Hemen Sabah
karpuz serinliği yazlı mahallelerden kalma
bir gülüş terk etmiş gibi her anımı sanki ve hemen sabah olsa diye bekleyen bir ilkokul arkadaşça örselenmişliği özleyen yüreğim... lacivert bulutlar akıyordu apatman damlarına çocuklar uyku mahmuru huzursuzluklarının sonunda sokaklar iç gıcıklayıcı son buluşmalara hazır akşam serinliğine karşı yürüyorum belki çıkarsın diye karşıma... aşk ölüme caka satar rastlantılara mahkum değilse yağmura yakalanmak an meselesiyse ev kapılarına gıptayla bakıyorsa yorumsuz çalakalem yorgunluk kahvesi sonu bakışların iç geçiren titreyişleri... dışardan gelen soğuğun içinde gidişin yalnızlığım öylesine fiyakalı... tramvayın penceresinde iki sokak arasında kalmış bahçe kıskanıyorum ağaçların kalabalıklığını uyanınca bomboş buluyorum vagonu acaba hangi gülüş unuttu üşüdüğümü... çay kokulu nefesinle uyumuştum her anı sabah sanmakla geçen gecede çünkü hâlâ yabancıydık birbirimize bu defa biz düşlerimize değil düşlerimiz ihanet edince gerçeğimize... kağan işçen |
Her mısrada ayrı bir resim karesi sunuyordu gözler önüne.
Son derece güzel
ve samimiydi..
Saygılar