Ela Unutkanlıkların Ortasında
nehirler aramızda eski kavak ağaçları
somun gevreği sabahları ellerimiz titrek güvercinler sızarken dışarılara çatılardan buzlu camların ardında menekşe çay bahçesi kireç badanası kokulu bahçe duvarları ışığı kısık pembe lambaların iyimserliği serinleyen ağustosun özlem dolu kaygısı kalender yokluğuna borçluyum dağ yollarını şimdi ela unutkanlıkların ortasında yabancı zamanla mühürlü bir imkansızlığın şiiriyle içli susuyorum sokakların günlük hay huyuna ağlamayı yasakladım kendime öylesine küsüm toprak damlı düş yıldızlarından gelmiştim yalın ayak üşümeleri yedekleyerek macerama kalbim duracak gibi olana kadar gitmeyeceğim hiçbir gitmemi gör istemem gelmek içinim sana kağan işçen |
Şiirlerinizde kısa bir yolculuk yaptım
betimlemeler çok çekici, anlatımda gayet güzel
yalnızca finallerde istediğim tadı bulamadığımı söylemek istiyorum
neden mi bunu belirtmek istedim..
çünkü kalem dürüst olmaya değer
Saygılarımla