az önce koştuğunu gördüm. nereye gideceğini bilemeden, giriverdi sokağın birisine. ısınmak için en kaliteli kombi yerine; hırdavatçıdan geçen de çaldığı tineri sakladığı koynunda sımsıcak atan kalbi ve o simsiyah gözleri ne de güzeldi!
şanslıydı bu velet ayrıca. zengin mahallelerin birinden geçerken, çöpün önünde bulmuştu üstündeki su geçirmez markalı paltoyu. kimi zaman arkadaşları gelirde sarılırlardı hep birlikte ateş önünde.
hiç kızmıyordu. hiçliğin adetliğindendir, ayakkabısının deliklerine dahi alışmıştı, kerata delikleri dahi sayıyordu, akıllıydı.
bir gün yine bizim sokaktan geçerken, yanındaki küçük bir çingene kıza ’ağlama, ağlama’ diyordu. anlamamıştım ilkin, sonradan farkına varınca anladığıma bin pişman olmuştum.
sokağın başında top oynağan çocuğum küfür etmişti çingene kıza. çöpün içinde kınalı elleriyle plastik ararken kızın sırtına şu çekmişti benim velet. çingene diye yaşamaya hakkı yok muydu yani?
be oğul, bu ne gaflet? niyeydi bu kalbinizdeki kin, var mıydı amacınıza uygun bir sebep?
o, kınalı elleriyle karıştırırken kardeşinin bokunu senin gibi en kaliteli gofretten yiyebiliyor muydu? sana böyle mi söylemiştim, böyle mi anlatmıştım sana hayatın oyununu?
çingene kız ağlarken gözlerimin önünde, tinerci çocuğun sinirlendiğini görmüştüm bir anda. kızı oturtup kaldırım taşına, elini sokmuştu kirli pasaklı pantoluna.
o an aklımdan geçen başıma gelmesin diye, dua etmiştim sessiz sessiz Rabbime.
yok yok, bıçak filan değildi çıkardığı cebinden, görünce şaşırmıştım elinde tuttuğu şeyden. mızıkayı çıkartıp, üflemişti uçlarına usulca gözlerim dolmuştu çocuğu o halde görünce orada.
japon kale maçlarını çingene ile kirleten bizim çocuk arkadaşları ile yerken yağlı cipsleri, üzerine de afiyetle içerlerken amerikan asidini, biri çingene, diğeri tinerci iki çocuğu izlemiştim.
ah ne de güzel ses çıkarıyordu şerefsiz! her üfleyişinde bahtımın babında yanıyordum iki çocuğa bakarken mutfağın penceresinden bir zahidin nur dolu yaşlarıyla boyanıyordum.
az önce geçip gittiği sokağıma bakınıp, ağlamaya başladım yeniden.
çocuğum aldığım cep telefonundan sıkılmış da, bana yenisini al baba diye çekiştiriyor arkamdan.
şimdi ben ise, aynı hayalin peşinde koşan umutsuzlar gibiyim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tinerci Çocuk... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tinerci Çocuk... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
saygılarımla