'iki esre iki ötre'şiddetle ihtiyaç duyuyorum şimdi şiddetli bir açlık sonrasına ölü trenler rayları okşuyor ray soğuk, pas tutmuş yer yer adamlığın en doğru yerinden sevmişiz sonra sessiz kalmışız gar ölüm kokuyor ölüm raksında çocuklar bir kez daha nefret ettiriyor dünya one more again başlamadan mağlup düşüyor kavgalar yumruk yapıp yürüyorum elimi bir el tutsun diye dondurma yiyemem kül üzerine entelektüel sohbet garabetleri çok derin yataklardan çıkmış besbelli kavatın ceplerinden çıkarken en yeni numara yirmi dört numaralı odada bekliyor geçmişim kırgınlıklar her bir sene tekrar edilmeli yirmi beşi görmeden güneş’in gözleri kravatla yeniden odalarda gezmeli hesapsızca, yaş farkı olmadan, her birine ayrı kayıyorum bir elimde market poşeti, diğerinde kola kayarak keskin bir zemin üzerine camdan kadınları kumdan kadına karıyorum bir film çıkıyor gecenin ikisinde birinin kadınları oluyor, hep birinin karıları böyle söyleyince müsait lügatın linç yemeye at yarışında kaybettiğim son para kadar uğursuz ve futbolun adaletine sövdüğümüz en son maç kadar da güzel, olmalıydı sonu böyle otuz bir çekiyor paravan aşıklar renkli maskelerle yasak olmasına rağmen kimse aldırış etmiyor kalbin ıstırabına kayan yıldızlar geçidi tertemiz secdeye varırsın dizi varsa, dili varmaz edepsiz dizlerinden vurup, bir köşeye atıyorlar atları ve ansızın bitiyor yılların en parlak tımarları plakta çalıyor zeki müren’den çal kemancı oturup haline ağlarsan, sana birileri sen güçsüz düştün diye sevineceklerse değeri olur olduğun insandan sıyrılıp, budalaca bir mutluluk tablosuna sıkıştırırsan kendini olmayan bir seni yaşamaktan kalbin kahrolur hepsi birden olmaya ve sahip düşmeye inanır yarınlar benim yumruğumu sıktığım en dar sokaklarda başlar yalanlar, kadınlar ve hayatlar tutup ucundan demans yaşarken bir de tablaya sıkıştır fotoğrafını vesikalık unutulursun cüzdanında bir edebiyat öğretmeninin yaşında başlarsın iki parmağınla yalan yazmaya çünkü sanat bu dedikleri aramak değil kaçmaktır hakikatten, başmemur Azrail ses verir, çok yakında geleceğim bunu bil şiddetle soğuyorum içimden havaya karışan florokarbon bilmiyorum daha fazlasını ateş yanmadan kesra kalbinden ötreye aşırınca kisra sarayları gibi yıkılıyor masumiyetim hızlı satışlara geliyorum perakende ama nefes almadan, hızla. iki esre, iki ötre; bir kelime sarıyorum toptan ellerimle yumruğunu boşaltıp, içini dökerken merhaba eski dostum gözlerimi yumup uyansam bir vapur daha batabilir, bir tren daha ölü varışları hep tehirli sen iyisi mi çıktığın deliğe geri dön uçak dahi geri kaçabilir kanatları olsa ben uyuz bir köpek gibi kaşınırken tenhada sen orpheus’tan aşka ait şarkılar dinle şimdi aklım bile şaşkın haline şiddetli bir şekilde açlık sonrası kırmızı ve acı suların arasından dikenli yollara söz vereceğim ağzımla iki kere ben yine dudaklarım kanasa da ben kapatacağım ve suçlanacağım siz hep haklı olacaksınız eski dualardan çıkarıp ısıracağım siz hiç yoktunuz, yok olmalısınız iki kere de iki kere paslı rayları öperim siz rahatsız olmayın diye. |
Şimdi okuyunca hakikaten seni bilmeyen için yanlış anlaşılmaya müsait bir şiir. Ama bence hayatının özeti bu içinde "sen" varsın.
Bir tarzın var senin onun tam adını koyamadım :)