Sonsuz Bir Aralıkta
kuş tüyü uçarılığıyla özdeş bir ilkyaz başlangıcı
sarmalayınca her anımı hayat geçitinde noksansız istisnasız elimin tersiyle ittiğim gündelik yaşamı sevmeye başlıyorum saçlarına üşüşen tozlu yaprakta çatılar ağlıyor sanıyorum soğuk ve yağışlı havalarda çatıların üşümesine kıyamıyorım haykırırken zilzurna bacalar sabahın köründe çığlık çığlığa okul çocukları kışa umarsız çatılar fedakarlıklarını başına kakmaz kimsenin naif burukluklarda zamana mahkum değiliz buğulu ay ışığının altında haresi gülüşü olan bir sevgiye sığınırsak nazsız yüreği yalnızlık ambarı olmalı insanın anılarıyla dopdolu sayısız ayrılık dehlizlerinin sonunda kırağılaşır gözyaşlarımız kırlangıçların son valsi olmamalı üşüyen hiçbir kızıllıkta dizlerime kadar yağmur yemeliyim son anına kadar umudumun can çekişen bir kaplumbağaya hüzünlenirken bütün ruhumla kılık değiştirmiş yaşamlar tutuyor elimden sonsuz bir aralıkta kağan işçen |