6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1244
Okunma
devrilmiş bir felaket gemisinde sessiz haykırırım
bir dağ ile bir fare arasında sıkışmış aklım
çarpmış bir minare gölgeme
nasıl boyarım yüzümü
buna nasıl kılıf uyar da nasıl kapatırım
şaşkınım
uyumuyorum
ama uykudayım!
aykırı kelamlar eğitmişimdir çokça
tetanoza kafa tutan paslanmış tümcelerle
şiire kafiyeli imgeler içirmişimdir sunağı tezgahsız mısralarda
intiharları bile renk renk boyayıp asmışımdır boynuma
ki ölüm hiç yokken aklımın yamacında
ki imgeli olsun/ölsün ölecekse adam gibi nutkum
ki şiirdi her şair gibi tutkum...
eşekten zebra çıkarabilmek derdi ustam
benzetmekten öte geçemedim cılız fırçalarla
ondan eşek olmuşumdur oldumsa
daha iyi iki kelama
ki ben şiir okudum
ki ben şiir okurdum
ki ben iki kelamın eşeğiydim olsa olsa
ne bilirdim don kimin donuysa!
bilirim
beşikten eşiğe bâki o bendeki eşeklik
bilirim çıkar yine yeninden
kötü karı tövbesi gibi
görünce iki şuh kelamı bir arada
lâkin
kim kızmaz arada Tanrı’ya
ve kim siler bir çırpıda!
Vefa’ya da isim koyan o insana da
adını koyarken vermiş kulunun
hata yapar çokça
kızmaktan çok anlamak insancıllıksa
affetmekten büyük var mıdır başka ceza!
ama şimdi kırıldı can damarım mai/yetim...
t a v ş a n d a n .... ş a p k a çıkarma seanslarında!
salladığım engin taltiflerden değil gocunmam
’’üstü kalsın yine Tanrı’’
unutma ama
hırs tarlasında otlar en çok şeytanlar
ve kalsın kulağının bir tarafında;
sen sen ol bir daha
ya pijamasız binme h/g/ecelere
ya da zebraları bir daha dışarı çıkarma
hele yağmura!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (13)