ADAM VE BÖCEK
Sunuş..
Ağaca yaslanıp uyuduğum geceden beridir, Kollarımda dolaştığını hissettiğim kara böceğin Kafama ulaştığından bu tarafa, Yoksulluğu ve açlığı, Kenya’lı kardeşim kadar, İyi anlamışım dostlar. Benim o ağaçta izlerim kaldı, Üzerinde uyuduğum çimenlerde kokum, Yeşil yapraklarında nefesim, Yaralı kabuğunda ellerim, Şimdi sorarım kardeşim, Benden sonra, Kaç kişi yaslandı omzuna? 1 O parkta halen sefiller sıra bekler, Avuçlarında bir parça bayat ekmek, Çocukların ceblerinde yarım kalmış tütün, İhtiyarların, sakallarında dolaşır kara böcek. Kışın donacaklar orada, Yarını görmeden daha, Ölecek çocuklar genç yaşta, Ölecek ihtiyarlar puslu ayazda, Ölecek kadınlar kuşların şarkılarında, Bir mezar taşı bile dikilmeden, Ve yazılmadan isimleri tahtaya, Toprağın korkunç boşluğuna bırakılarak, Gömülecekler karlı sofranın altına. Yaşayalım, yaşayalım, yaşayalım. Oturup çimenler üzerine, Peyniri ve ekmeği bölüşerek, Ve rest çekerek ölümlere, İnsanca uyuyalım kardeşlerim.. 2 Bir adam vardı. Yürüdü geceye. Ağaçlar vardı, Yapraklar adamı çağırdı, Dayayıp sırtını, Götürdü ellerini, Titreyen kulaklarına. Kulağında bir ıslık, - Ki muhteşem bir şarkı, Uyuttu zavallıyı, Henüz sabaha vardı. Bir vakit uyandı, Karşısında bir cadde ışığı, Onu güneş sandı, Açlıktan titreyen dudaklar, Güneşe yalvardı. Penceresiz bir ev, Ne tüten bacası, Ne omzunda siyah saçlar, Ne sofrasında aş var, Bir tek komşuları var, Çimene uzanmış yoksullar, Ve başlarında bir ışık, Güneş kadar sarı, Kaç kişi ona yalvarmıştı? Sabah kalktı yerinden, Sol yanında bir böcek, Yalvardı yoksul adama, ‘’Bırakta düşeyim, Çimenime gideyim, Hem o benim sevdiğim, Bir açın bedeninde ne edeyim ? Ey sen kardeşim, Götürme beni insanlara, Bırakasın beni burada, Giden arkadaşlarım vardı da, Çoğu öldü cadde kenarlarında...’’ 3 Sokakta, hastanede, aşevinde, günlerce dolaştılar beraberce. Kuşlar, sokaklar, insanlar. Bu hikaye’yi duymayanlar, Adamın yazdığını okudular, Acıdılar ve ağladılar. Şimdi bir kadın okuyor, Şimdi bir kadın görmüyor, Ve içine işlemiş sevdiğini, Böylesi kederli, Böylesi ağlamaklı, Böylesi ızdırapla okuyor. Bir gün düşersiniz efendiler, Bir gün evden uzakta, Şehrin bir parkında, Yetmeden meyveler ağaçta, Yağmur kusarak üzerinize, Karanlığın yırtıcı pençesinde, Ekmek ve yar diyerek, Ve dövüşerek yalnızlıkla, Uyuyabilirsiniz, Hatta uyanmadan ölebilirde.. Sonuç Düştü böcek kafasından, Aklını düşürürken adam, Her yerde bir böcek dolaşan, Kaldırımda, arabada, zengin köşklerin önünde, fukara semtlerinde, Ve henüz sayısı bilinmeyen ve her gün milyoncası ölen, Korkunç şekilde ezilerek can veren.. Sesleniyorum kadınıma, oğluma, yaşayanlara ve doğacak olanlara, Yalnızca böcekler ve insanlar için, Üretenin tükettiği bir dünyada, Aldırmadan yağan kara ve yağmura, Sarılın şu yaşamın kucağına. Nasırlı elleri öpen çocuk gibi, Döşekte günü selamlayan kadın ve adam gibi, Adamın kafasını okşayan böcek gibi, Tutun umudun ellerinden kardeşler.. Benim çocuk elini açmış bekler, Ki anası ve oğlu şu halimi bilmezler, Oysa şimdi bilecekler, Bilerek ve isteyerek, Birbirlerini sevecekler.. |