KIYMIK
bugünlerde salgın bir hastalık gibiyim
kırıp geçiriyorum herkesi içimde yorgun bir kadın rüyalarım yâre bere canımda bir kıymık acısı kan kusuyor iklimlerime düşen bu yaz ateş suya düşer alev alır idam sehpaları bir serçe sürüsünü beslerken kelimeler şaha kalkar perdeler zaman cüzzamlı bir kadın bir öksürük bir boğaz ağrısı avcumda kalan yüreğimden bir damla kan pırtısı usta bir katilin bıçağını bilyelerken söylediği türkü çiçeğine duyduğu sevgi yolları yol eder sardunya çiçeği balkonumda telaşlı koşar sokak kedisi ayaklarımın dibine dolaşır ayaklarım inadıma inadıma ininden çıkmadı yüreğime ateş atan uzanır adam kadının göğüs boşluğuna büyür gözleri kor cevher volkan üşür, havzalar kurak ayakları toprakta tutsak kurur damarlardaki vaha heybemde dünden kalan birkaç acı ellerim kör çölünde avare yanağım çöl sıcaklığına teslim yatağına ters dönerken sular celladımı çağırdım bir ağacın gölgesine avaz dolusu bağırtı bir kitabın cümlelerinde savurgan hoyrat bir tayın yelesinde koşan rüzgâr gölgemi alıp gittiğinden beri gece yolunu kaybetmiş haritalardaki çizgiler üşür ihanet yokluğuna ağıta durur dişlerim nefessiz omuz çukurum bir bebe düşer dolunayın rahmine uzar gece ömür divit ucunda bir çıt sesi ekmeğe el basar kadın adam dualayıp bir parça ekmeği çevirir başının üstünde güvercinler topuklar gözyaşlarını kırılır şiir şair dilinde kadın işaret parmağıyla dokunur adamın iki kaşının ortasına bundan sonra kimi şiir olur divitin ucunda kiminin dili lal bir kadının bedduaların da |
Apayrı bir duygu,
Sanki başka bir adam...
Han Bey... bu siz misiniz? Yoksa kalem mi sihirli.
Her tarz farklı, her şiir başka büyülüyor beni.
Tebrikler.