deliciğim!ve düştü kalesi aşkın surlarında düşmanla vuruşmayı düşlerken koptu düşü onu ne kılıç öldürürdü ne de paslı mızrak eğer sevdanın sadağından sevdiğinin yayından çıkmasaydı sırtından yediği ok! ve ay söndü silindi halesi yine de ölmezdi iki yaralayan sözle parçalayarak sökerken göğsünden kalbini görmeseydi eğer bir zamanlar öptüğü hançerdeki eli. keşke zehirli şarap sunsaydı kirli çanakta son kez gözlerine bakarak ve bilerek içerdi kuşkusuz yine ölürdü; ama ihanetle yıkılmazdı aşkın kalesi. deliciğim! her aşkın bir hikâyesi vardır birine fıkra olan diğerine dramdır! ö.n |