aklımda kırlangıç sancısı
kanatları dolanınca boynuma
kursağında bir lokma umutla uçuverir kırlangıcım gökte göç yoluna düşer düşünde ağlayarak döl tutar minik kalbi; gözünün yaşı kutsal bir tohumdur ne zaman dökse nehir doğurur dağ toprağa değince bir damlası. aşkın arması vardır şebnemli gözlerinde birinde gelincik diğerinde süsen gizlidir en değerli armağandır bir kez bakması; gece sağanağına benzer bulutlu başından saldığı saçlar kırların alegori’sidir gülümsemesi. bense evliyasıyım mabetsiz bir sevdanın bu yolun Hallac-ı’yım artık; ister koparsınlar dilimi ellerimi alsınlar kessinler ayaklarımı, ister parçalayarak yaksınlar ruhumu ateş denizinde; yeter ki yâr gözünden doğan bir nehire döksünler küllerimi! aklıma vurunca kırlangıç sancısı uykumu doğrarım pencereme konan kuşlara kulağıma fısıldayan güvercin ağlatır beni; aldırma göz yası tut sen de dikenleri yalandan olan gülü asla takma yakana! deniz nerede ben neredeyim! ö.n |
şiirlerinizden birini ilk kez okudum ,şiirde aradığım tadı verdi bana.
saygılar