h a z a n b o z a nincecik bir kadehten damlamıştı geçen yıl eylül yağmurları öylesine zarif. öylesine nazlı. nazlı dediğime bakma/ pekâlâ yıkayıp paklamıştı alınyazımızı. yazdan yorgun düşmüştük şendik/ önümüz hazandı o saçların tel tel rüzgarlara mısra mısra beni yazan pek kumral haylazlardı. kaderi kadehinkiyle eş miydi de; çıt dedik aşk kırıldı? böyle çöl bir eylül görmemiştir hazanbozan saçların senin yağmurlar eylül meylül dinlemeyecek ve melul gözlerimden dökülecek bu yıl yani duaya çıkma; yok bir faydası. ve zamansız ve apansız ve pek arsız şu acımı taşımak isterken o hamal dallar da bir gün... çıt diyecek. öleceğim. o vakit utanma "çıtkırıldımdı" yaz mezarımın taşına. nasılsa kıpırdayamaz ölülerin dudakları. JD |
Sayfa ile dertleşir gibi bu sade yazım haliniz mi büyüleyen ?
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM