O Tortulu IlıkO Tortulu Ilık uyanmak diye bir şey yoktu uyumazdım melankolikliği sinsi ayılmalarda temmuz caddenin karşı tarafında bana gözlerini dikmişsin gibi gelirken üstüme... sakar balkon oturmalarımın arasında dudak payı tesadüflerle bozarken aklımı aynalar nasıl sır saklarlar sırf kendimize ayırdığımız ve korku dolu gerçek sevmekse aynalarda bile eşi benzeri yok sanki o biz değil miyiz... yeni yeni bulvarlar keşfetmek gibidir telaşlı kan ter içinde ve sırt sırta gülüşünün herhangi bir anını düşünmek sanki bütün ara şoselerden ben geliyormuşumcasına gri duruşuna kentte kaybolup gitmek duygularının üstüne sırt sırta elmacıklarına susuzluğumla... hatalarımı yanında olmadığım anlara ayırdım ne zaman yağmur yağsa korunaksız sokaklarda dolaşıyorum bir öleceğim zaman kızmayacağım uzaklığına sensiz en büyük hatamı yanında olmadığım son ana adadım yine de üzülmem yalancı çıkarırsan çocukluğumun tek saadetini su içerken yılan bile dokunmazmış avuçlarının teriyle gel çevrenimin son kırıntısına azrail götürdüm sansın sensizliğimin her gününe ayrı ayrı göğermiş bakışlarımı avuçlarının teriyle gel diyar diyar seni söyleyen çöl dudağıma ve sesimde şekillenen özlem ırmağında yıka ellerini tersiz fersiz bırakma ağaçlarımdan aldığın o tortulu ılık duyguyu... düşenin dostu olmazmış sevgilim sensizliğin zamana düşen yansımasıdır ayrılık ayağa kalkan yalnızlığımla yanındayım... Kağan İşçen |