şizofren düşlerim olmadı hiç şizofren gerçeklerle kendi renklerinde bir kelebekti ömür dediğin
kör kuyulara atılan hedefti şans ateşlenen silahla doluyor bakışlarım ki öyküsü hayat bir nefeste aşkı çekse içine kar tufan bir o kadarda kıyametler kopardı yüreğinde
herkes gibi ağlayarak doğdu/m ve okundu ismi yed-i beyza yüzünde zarla açıldı hayat kapısı o gün bu gündür ki kamçısı zehir kandan verilmiş candır şizofren ruh da gezen esrarengiz benliğim
tarifsiz bir geceydi ölümü kucakladı toprak iki kanadı da kırmızı alev irisleri yaşam kirpikleri ölüm yed-i beyza ki keza yaşamın bittiği yerde canlanıyordu sözler
sıradan ve renksiz düşsüz ve ümitsiz suskun ve suçlayıcı hiçbir çiçek açmazdı güne ve bu kadar kırılmışken dalları güneşe küsmüşlüktü sararan çiçekleri
dumanlı zamanlardı gölgelerle sevişti kimi esmer kadınların gözlerinde dağlandı acılar kimseler mim çekildiğini bilmezdi yüzüme izleri bıçak yarası kadar derinken şiirlerin susmakta erdemdi
ne vakit geldi bahar ve hiç sormadan ve hiç görmedim ben Karagöz Hacivat gölgelerini perdeler mi eskidi zaman mı durdu figüranlarda eski bir ses gibi çınlıyor kulaklarımda her nida
uzaklar vardı gündüzle geceye paralel meridyenlerde dünya eksenini hiç bu kadar hızla döndürmedi başımda öyle bir uyku ki gözlerimde amansız sızıyor kağıtlara zamanı ağırlayan duru bir konuktum oysa ne yana dönsem kırmızı kanatlı melekle yer değişiyordu şeytan en acısı da bahar gelmişti ve şizofren gerçeklerimdi bir kelebeğe rengini veren
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ezber bozan zamanlar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ezber bozan zamanlar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
‘’ne yana dönsem kırmızı kanatlı melekle yer değişiyordu şeytan en acısı da bahar gelmişti ve şizofren gerçeklerimdi bir kelebeğe rengini veren’’
Kendime inat bu pasajı alıntılıyorum;çünkü o kadar derunî bir anlamı var ki. Şiiri sırf bu dizelerden ötürü sevebilirim,ki sevmemem için hiçbir sebep yok,olamaz da. Her şey bu dizer içindi belki de yukarıda ki bütün sayıklamalar- sanki-. Evet evet bunun içindir.
…
Kırmızı kanatlı melekler de var-mış- oysa.Ütopya kuralım ve onlara yer verelim orada. Ve bizim de bir ütopyamız var artık.Şizofren gerçekler,renk olup,kelebeğe can olmuş. Hayatı yarım bırakıp gitmelerine rağmen böyle bir şey yapmak.
Ne denir ki şimdi,bilemedim.
…Bu tür söylemeler beni çok mutlu ediyor,bununla da kalmayıp beni yazmaya itiyorlar. Öyle ki biraz da bunun için değil mi okumalar.Bana bir şey katmayacaksa,yazdırmayacaksa, düşündürt/meyecekse,ne gereği var ki okumanın ol vakit. O zaman gidip denizi seyrederim daha iyi.Hiç olmazsa deniz bir şeyler fısıldar bana.
Okumanın tadı burada gizli.
‘herkes gibi ağlayarak doğdu/m ve okundu ismi yed-i beyza’ Ben buradayım,der gibi. Herkes gibi olmak,hiçbir şey olmak mıdır biraz da.Mi? Herkes gibi doğan yarın herkes gibi ölür.Herkes olmak,bikes olmaktır ve. …
Şizofren düşerin olmaması... İyi bir şey mi bu? Şizofreni sanrılarında gerçeklerin hayal süzgecinden geçerek ruh ikliminde şekillendirildiğini düşünürsek şair burada tekdüze bir hayattan şikayet ediyor... Aşka muhtaç, aşka aç bir yapısı var ki kör kuyularda bir soluk nefeslenmek istediğinde şiirlere sığınmış... İkinci mısranın son dizelerinde ruhuna şizofren demiş... Şizofren düşler kuramayan bir şizofren ne kadar şizofrendir ki diye düşündüm ve bu anlatımın şiirsel olduğuna karar verdim... Betimlemeler ile imgesel bir seromoni kurarak şair okuyucunun hayal dünyasına bir yolculuk başlatmış... Farklı bir kişiliği var ve bunun farkında... Siz de benim gibi bir nabit (ayrık otu)’ siniz. İbn Bacce (filozof) bunu, toplum tarafından anlaşılmayan filozoflar için kullanır. Farklı düşündüğü için toplum bu insanları dışlar. Kelime, olumsuz bir mana ihtiva etse de, İbn Bacce felsefesinde olumlu bir manaya gelir. Kısaca siz farklısınız ve bu yüzden size toplum ayrık otu (nabit) gibi bakıyor.
hepimiz biraz da benzeriz birbirimize yüksek sesle düşerken bir boşluğa -başka bir günün aynı aynı günü takip etmediği zamanlarda şiirin de ötesinde yapılan söz konusu yolculuklarda düşlerin gerçekliğinde sığınılan TEK'tir aslında.
ağır aksak ürkerdi zaman konduğu dalda merdivenin bir ileri iki yukarı asardı çi,çekleri uzanamazdım farkında olmadan düşüyordum sonra üşüyordum düşümde her yoncanın yaprağında kayıyordu zaman.....................................saygımla tebrikler
ve t/uzak seferler vardı şiirleri yağmalayan....
sevgimle...