Ethem Efendi Ne vakit geldin Görmedim seni Ayakların ağrıyor belli Tıkırtısı kesilmiş adımlarının Siliver ayaklarını paspasa Heryanın kir pas. Ceketini as. Bekledim, yoruldum Şuracığa kuruldum Vakit gurup Gülerken durup durup Esneyesim geliyor
Al sana çay Parmağım içine geçti Şekere say Kalbini tutma korkuyorum Zaten bir kedi geçti az önce Ağladı Patisinde kan vardı. Vakit gurup Göğsüme vurup vurup Ağlayasım geliyor.
Sen sigara mı içtin A benim iki gözüm Ellerin acı kokuyor Zift gibi yapıştı tenimize gam Şu saatleri memlekete kim sokuyor Şu ağaca bak Zaman boğumlarında düğüm Bizi öldürür acı Kanma sen şarkılara Zaman yaşayanların ilacı Vakit gurup Saatimi kurup kurup Uyanasım geliyor
Postacı bir tel getirdi Sizin Nalan evleniyor Bir de selam etmiş Gücenmem billahi Gelmeseniz de demiş Yolları çekip uzattılar İki gözüm Eskiden doğmuşları en uçlara atılar herkes biliyor değil mi artık bizden geçtiğini Sahi sayılı mı artık nefesim Her gece tepinirken gövdemde Buruşuk ve eski bir isim vakit gurup canımdan grup grup ayrılasım geliyor
Ethem Efendi Yine gelmedin değil mi? Çayın da soğudu Yine ne oldu Avuçların toprak kokuyor Düşümde gördüm seni "İki gözüm, kocadın sen" Derken Bir takvime güç tutundun. Gel dedin bir köşecikten Uzanan ellerin Kuru bir dal gibiydi Zaman soyundu dünyalıktan Takvim yeşiller giydi Çağırdın Çok uzaktan Vakit gurup Kefeni burup burup Sarılasım geliyor.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ZAMAN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZAMAN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Edebi kültürünüz,şiire hakimiyetiniz, ince bir sevda ile birleşiyor ve nadide bir eser çıkıyor . Usta işi şiirinizi tebrik ederim. Saygı ve sevgiler yüreğinize
Ethem Efendi Ne vakit geldin Görmedim seni Ayakların ağrıyor belli Tıkırtısı kesilmiş adımlarının Siliver ayaklarını paspasa Heryanın kir pas. Ceketini as. Bekledim, yoruldum Şuracığa kuruldum Vakit gurup Gülerken durup durup Esneyesim geliyor
Al sana çay Parmağım içine geçti Şekere say Kalbini tutma korkuyorum Zaten bir kedi geçti az önce Ağladı Patisinde kan vardı. Vakit gurup Göğsüme vurup vurup Ağlayasım geliyor.
Sen sigara mı içtin A benim iki gözüm Ellerin acı kokuyor Zift gibi yapıştı tenimize gam Şu saatleri memlekete kim sokuyor Şu ağaca bak Zaman boğumlarında düğüm Bizi öldürür acı Kanma sen şarkılara Zaman yaşayanların ilacı Vakit gurup Saatimi kurup kurup Uyanasım geliyor
Postacı bir tel getirdi Sizin Nalan evleniyor Bir de selam etmiş Gücenmem billahi Gelmeseniz de demiş Yolları çekip uzattılar İki gözüm Eskiden doğmuşları en uçlara atılar herkes biliyor değil mi artık bizden geçtiğini Sahi sayılı mı artık nefesim Her gece tepinirken gövdemde Buruşuk ve eski bir isim vakit gurup canımdan grup grup ayrılasım geliyor
Ethem Efendi Yine gelmedin değil mi? Çayın da soğudu Yine ne oldu Avuçların toprak kokuyor Düşümde gördüm seni "İki gözüm, kocadın sen" Derken Bir takvime güç tutundun. Gel dedin bir köşecikten Uzanan ellerin Kuru bir dal gibiydi Zaman soyundu dünyalıktan Takvim yeşiller giydi Çağırdın Çok uzaktan Vakit gurup Kefeni burup burup Sarılasım geliyor.
çok güzel bir şiir okudum kaleminden... sevgimle...
'' anneni mi daha çok seviyosun yoksa babanı mı ?''
genelde ''ikisini de !'' diye cevap verir çocuk ... içindeki sevgiyi aralarında farklı paylara bölemez... ama dışında yaşadığı duygularla birine daha yatkındır daima ...
sitenin belki de en iyi yazarlarından olan ENGİNDENİZ'de de durum böyle ...
bence şiiri de çok güzel yazıyor ... ama nesirle öne çıktığı için okuyan şiirini yazılarıyla karşılaştırıyor ister istemez... ve duyguları sabitleme psikolojisiyle gerçekleri göremiyor çoğu okur ...
bence bu şiir kurgusuyla, anlam ve konu bütünlüğüyle... akışıyla ... kafiyesiyle harika bir şiir ...
özellikle de bölüm sonlarındaki '' -rup '' hecelerine ve bunları en güzel şekliyle şiire yerleştiren dehaya bayıldım ...
şiirde rutine karşıyım ... gerek hecede gerekse serbestte şair farkını ortaya koyabilmeli ... küçük nüanslarla eserine bambaşka lezzetler katabilmeli ...
ve bu şiirde o baştan çıkaran tat mevcut !
çünkü şiir her yönüyle şiir olmaktan öte, farkıyla da ŞİİR !
...
engin denizler kadar bereketli yüreğine ... sevgimle !
Canım benim, mümkün değil aşkla ilgili yazamam:)) Ne öykü yazabilirim ne şiir. 380 sayfalık romanımı sırf aşk konulu olduğu için bir tuşla sildim gitti. Sevmedim içime sinmedi. Aşk konusunda söylenecek çok fazla özgün söz kalmadığına, ne söylenmesi gerekiyorsa zaten söylenmiş olduğuna benim anlatacaklarımın ancak bir önceki söylenenlerin tekrarı olacağına inananıyorum biraz da:)) Değişik bir tipim işte:)
Teşekkür ederim canım benim. Bu sefer sana itiraz etmeyeceğim:) En son itiraz ettiğimde kızmıştın. Ben şiir yazarak başladım siteye...Ama sonra düz yazı ağır bastı. Genel olarak şiirlerim öykülerimle kıyaslanıyor haklısın. İyi gözlem:)
Postacı bir tel getirdi Sizin Nalan evleniyor Bir de selam etmiş Gücenmem billahi Gelmeseniz de demiş Yolları çekip uzattılar İki gözüm Eskiden doğmuşları en uçlara atılar herkes biliyor değil mi artık bizden geçtiğini Sahi sayılı mı artık nefesim Her gece tepinirken gövdemde Buruşuk ve eski bir isim vakit gurup canımdan grup grup ayrılasım geliyor
akıcı insan bir çırpıda okuyor tebrik ederim selam ve saygılar.
İlk okuduğumda şiiri,kendime şunu sordum? Ben bu şiirin daha çok neresine dikkat etmeliyim ki,tam olarak anlayabileyim? Bu soruya verdiğim cevap bana tatmin edici geldi mi bilmiyorum ama, yine de fena değildi sanki. Bilahare tekrar tekrar geldim; ancak bir türlü kendimi hazır hissetmediğimden olacak ki gidiyordum her seferinde. Bilmiyorum neden.
En nihayet buradayız.
Bu, Şiir mi, yoksa öykü mü tam olarak kestirmek mümkün değil. Mümkünsüzlüğü: neden böyle bir ihtiyaç duyduğunuz.Kaleminizin öyküye yatkın olduğunu sanırım sadece ben değil,çoğu okur biliyor.Burada hemfikiriz değil mi?
İkisi de olabilir: şiir&hikâye…
Ve benim dikkatimi ilk çeken şey şu oldu: şiirin hikayesi. Hikâyenin şiirin önüne geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim.Hatta biraz daha ileriye gidip,acaba hikâye olarak kaleme alınsaydı daha mı iyi olurdu,diye bir an düşünmedim değil.
Bir de şunu da söylemek gerekir:
Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’ adlı şiir kitabında yer alan hemen hemen bütün şiirler bir hikâye anlatıyor. (şiir, roman, öykü, oyun, senaryo, destan olmayan ve hepsini içeren yeni bir türün habercisi olmuştur,diye de okuyabiliriz)
Daha iyi anlaşılmam için: ‘’Tomson' la Müller'i yanyana yatırdım. Şiştiler yan yana, yan yana yükseldiler yukarı doğru. Balıklar Tomson'u afiyetle yediler, fakat dokunmadılar ötekisine, Hans'ın etiyle zehirlenmekten korktular anlaşılan. Hayvan deyip geçme, Hacıbaba, sen de hayvansın ama akıllı bir hayvan... ‘’ Adı geçen şiir kitabından bir bölüm.
‘’Postacı bir tel getirdi Sizin Nalan evleniyor Bir de selam etmiş Gücenmem billahi Gelmeseniz de demiş Yolları çekip uzattılar İki gözüm Eskiden doğmuşları en uçlara atılar herkes biliyor değil mi artık bizden geçtiğini’’ Engindeniz’ den.
‘Şiirde bu şart mı ?’ diye ellerini kaldıran arkadaşlar mevcut. Çünkü bazı arkadaşlarımızın kafasını hikâye olacaksa neden şiir var, düşüncesi sarıyor. O zaman şunu söyleyebilirim: Şiir, bütün sanat dallarını içine barındıracak kadar kutsidir ÇÜNKÜ.
Yapmak için değil ama,gerçekten. Yapabiliyorsan da, amenna. Ama sırf hikâye olsun diye de şiir yazılmaz be arkadaş,inanın. Çok gördüm örneklerini daha önce.
Ama Şunu da söylemeden geçersem sanırım bu gece uyuyamam. Engindeniz’ in hikâyeye olan muazzam sevgisinin yansıması şiire gölge olmuş. Belki de şiir bu yüzden bu sayfada sere serpe uzanıyor. Dolayısıyla sizin şiirde de hikâye karşımıza çıkıyor,bazen hazırlıklı olmadığımızı varsayalım,ne olacak?.
Ya da her şiir bir hikâye anlatıyor da biz mi bilmiyoruz…
Biraz karışık ifade etmiş olabilirim,ki bana çok karışık geldi.
Ben şair değilim. Ama öyküsü ve felsefesi olan şiiri severim. İmgeler tercihim değilldir. Şairin ruhsal girdaplarında dolanmayı sevmem. Bu bir öykü mü elbette değil. Şiir mi...Öyle bir iddiam da yok. Yazdım işte...Pek az şiir yazarım. O da öykü yazmamam gereken zamanlarda. İyi şairin iyi nesirci olamayacağınaü, iyi bir nesircinin de iyi şiir yazamayacağına inanırım. Beğenene de beğenmeyene de saygım sonsuz.
Teşekkür ederim düşüncenizi açıkça belirttiğiniz için Saygılar.
Geldim Canım Yüreğim ibikten geçti Özünden süzülen sevgiydi. Tut şu kuru Özü duru elleri Bak nasılda sevecen Bak onca hatıra var her kıvrımında Sen zamanı unut Bu gönül daha onbeşinde Haydi canım tut geçmesin vakit Sevgiden bahset Yüreğime bak kıpır kıpır.
Kalbim çok öteleri vuruyor Çoluk çocuk büyüdü Biz küçüldük. Bir kaşın titrese anlarım gülüm Ben seni bilirim Sen beni Biz bir yüreğin iki parçası gibiyiz Koca bir yüreğiz biz.
Melik Haker tarafından 7/14/2011 11:44:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ethem Efendi Yine gelmedin değil mi? Çayın da soğudu Yine ne oldu Avuçların toprak kokuyor Düşümde gördüm seni "İki gözüm, kocadın sen" Derken Bir takvime güç tutundun. Gel dedin bir köşecikten Uzanan ellerin Kuru bir dal gibiydi Zaman soyundu dünyalıktan Takvim yeşiller giydi Çağırdın Çok uzaktan Vakit gurup Kefeni burup burup Sarılasım geliyor.
bu kadar güzel anlatilirdi sanirim dahasi olmaz harikaydi kaleminiz daim olsun dilerim saygilarla..
bazen kaybedince anlıyoruz onun sıcaklığını yanıbaşımda varlığını ...makberde de olsa sevdiğini kucaklayıp onunla konuşmak ...elinde bir karanfil ile ona varıp seni seviyorum hala özlüyorum aşkın kendisi bu son zamnlarda anlatım dili ve türkçeyi bu kadar yalın kullanılmış bir şiir okumamıştım severim hikayeleştirlmiş şiirleri..
ya işte böyle Ethem Efendi. uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece, iki kapılı bir han'da gidiyorum gündüz gece. adresini sorup sorup, arayasım geliyor Ethem Efendi...
büyülü bir anlatım.İnsanın yüreğini burkan. Ama çok güzel burkan cinsinden. Tebriklerim saygıyla...
Tükenmeyen bir sıcaklık kor halinde bekliyor belli ki... Ne kış dinler ne de yaz. Düşünmek en güzel temas aracı oluyor bazen ve ben gözlerimi mısralardan ayırıp br an bile kalabalığa karıştırsam bakışlarımı şiiriniz yalnız bırakmıyor. Nefesimi bölüştüm onunla, çok samimiyim. Yüreğiniz bu engin kıvamda daim olsun. Yoılculara eşlik ediyorsunuz. Tebrikler.
Al sana çay Parmağım içine geçti Şekere say Kalbini tutma korkuyorum Zaten bir kedi geçti az önce Ağladı Patisinde kan vardı. Vakit gurup Göğsüme vurup vurup Ağlayasım geliyor.
nasıl güzeldi..kendine özgü, apayrı..ablacım sen hep şiir yaz..(kaleminin hayranları kızacak belki ama napıym ben uzun yazı okuyamıyorum :) ) günümün, haftamın, ayımın şiiridir..
bbetül tarafından 7/13/2011 8:20:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
bbetül tarafından 7/13/2011 3:44:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
Güne çok güzel başlamama sebep oldunuz .Öncelikle teşekkür ederim
"Uyanasım geliyor" Kanaatimce Şiir,kendisini burada tamamlamış. Devam eden satırlar belki başka bir serbest çalışma olabilecek güçte, fakat. Gerek mesaj,gerek ritim gerekse akışkanlık açısından yetersiz kaldı yukarının insicamından sonra. Hoşlandım mı?.Evet.Üst taraf Çınar diyeyim.Aşağısı gölgesi. sevgiyle kalın.Tebrikler.
yetkin kendi türüne has bir şiirdi. ethem efendi ne şanslı adam. aslında pekte hicvedilmemiş. övülmüş hatta. modern bir şiirdi. ve ses zenginliği olan insanı okurken sıkmayan bir yönü var şiirin. tebrikler selamlar.