Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz
@aynurengindeniz

ÖYLE YAPMA II

10 Ekim 2012 Çarşamba
Yorum
Şiirgram

ÖYLE YAPMA II

( 132 kişi )

97

Yorum

124

Beğeni

4,9

Puan

7189

Okunma

Okuduğunuz şiir 10.10.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
ÖYLE YAPMA II

ÖYLE YAPMA II

Öyle yapma Cano
Ağlama.
İhtiyar bir kederimiz var bizim
Gözlerimizdeki sebilde yundukça gencelen
Arsız, yapışkan ve bize annemizden daha sadık bir keder.

Şimdi bir pervaza dirseğini dayamış
Senin olmayan ölümcül bir adamın yüzüne bakar gibi
Korkuyla camdaki suretine bakıyorsun.
Şehrin bütün uzak yol arabaları
Burnunun üzerinden geçiyor.
Alnının tam ortasında
Lekeli bir sokak lambası var,
Ağzına basa basa evlerine gidiyor insanlar.
Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim
Arkası görünen aynalar
En mesut suratları bile ezilgen eder Cano.

Senin için eteklerimde bir yığın Alp biriktirdim.
Kollarını iki yana açıp
Özgürce ağlaman
Bağırman
Ve sesinin yankısında kendini bulman için.
Böyle karlar dökülecekti yüzüne
Resim dersinde çizdiğimiz gibi
Bir eğreltiyi anımsatmayan ve
Altıgen olmayan
Doğal karlar.

Cano, öyle yapma
Titretme dudaklarını
Çatımızın çatına dayanmış bir silah gibi
Soğuk bir tehditle bekliyor bizi
Hayatın batak yakasından
Yani senden gelecek
Acı haber.

Bütün köşelerin tutulduğunu düşünüp
Çareyi yukarı çıkmakta bulacaksın diye
Gökyüzüne bakmaktan vazgeçeli
Yıllar oldu.
Sen bilebilir misin
Kırk yaşında bir çocuğun
Gelip geçen uçakların gürültüsünde
Kulağını yere dayamasının
Ne demek olduğunu?
Bodruma baca açmanın
Ve o bacada leylekler beklemenin,
Karın ve yağmurun toprağı yararak yükselmesini hayal etmenin
Çılgınlık olduğunu bile bile
Kendi kendine çift eşeyli bir yeryüzü uydurmanın
Nasıl bir azap olduğunu…

Gökyüzü yok Cano
O gördüğümüz kırık bir katır tırnağıdır.
Gökkuşağı, teneffüslerde atladığımız urgandı,
Altında kaldık.
Bizi çiğnerken yara alan bir boşluğa
Hayal baloncukları bırakma artık.
Orda bizim için büyütülmüş bir cehennem
Düşlerimiz için elestten beri yağlanan urganlar
Yarısı kırık çocuk suretleri var
Mutmain bir tavan arası gibi
Ne bulduysak sakladığımız gökyüzümüz
Artık uçurtmaların uçtuğu
O tanıdık boşluk değil.

Yerde kal Cano!
Seninle yan yana
İki boş mezarın başında
Analar çocuklarından kaçıncaya kadar,
El ele
Hiç kimse gibi gömülmeden haşrolmayı bekleyelim.
Bir mağarada ağlayarak şarkı söyler gibi
Soğuk bir suyu göğsümüze döker gibi
Cennetle müjdelenmiş ölü bir annenin yüzüne bakar gibi
Bariz bir keder ve mutlak bir sevinçle
Rabbin hepimizi bir çırpıya dizeceği güne kadar
Yerde kal
Cano!

Bir de…Şairlere inanma!
Dumanlı bir kenar meyhaneye dönmüş aklında
Hiç yaşamadıkları acılarını anlatan
Saba makamında isyanlar örterler sinekli yaralarına.
Kara kış ortasında
Aniden uyanıp sabaha karşı
Keçi kılından bir yorgana sarılır gibi sarılmak istersin
İçinden sana benzeyen cenazeler geçen dizelere

-Kara kış olmaz deme Cano.
Hiç değilse şimdi inan
Beyaz diye bir rengin olmadığına.
Bunu bir kere daha söylemeyeceğim
Lütfen içinden tekrarla:
Beyaz, hiçbir renk olmayan boşluklara verilen addır. -

Şiirler diyorum…
Toprağın,
Asla iç açılarını hatırlayamadığın
Bir dikdörtgen gibi kesilişine
İç acılarını sayıklayarak bakarsın.
Annemi görürsün belki
Kucağında henüz doğurduğu bir mermer parçasıyla
Hayırlı olsuna gelenleri
Bedbaht bir tebessümle selametlerken.
Ufukta bir nokta
Gittikçe genişler ve tam önünden geçer.
Kaldırırsın başını
Penceresi küflenmiş viranene bakarsın
Orda duruyordur hala süt dişin
Duvardaki eskimiş yara kabuğunun altında.
Yatağının üzerindeki yorgan
Az evvel sıyrılıp altından kalkmışsın gibi
Sıcak ve pembe.
Kol düğmeleri kopuk önlüğünü
Avludaki çalı yığınının üzerinde
Görünce umutla gülümsersin
Sonra…
Bir zamanlar neye benzediğini düşünüp
Salonda asılı aynada
Tıraş sabunu lekelerinden başka hiçbir şey göremeyince
Öldüm dersin.
O zaman bir tabiri olur belki
Rüzgarın duvar dibine sürüklediği yapraklar gibi
Dikdörtgenin kenarına yığılı duran
Kan ve et birikintilerinin.
Senin için düğümledikleri dillerinden dökülen
Acılı dualara amin dersin.
Dersin Cano, biliyorum.
Şu an beş dakika sonra pıhtılaşacak bir damla kan gibi
Mutsuzca damarlarından geçiyorum.

İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.
İnsana kendi kabrini gösterip
İçine girişini izleyecek kadar.
Cano,
Şairlere inanma.
Yerde kal.

Öyle yapma.
Ne olur
Ağlama.

Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (132)

5.0

98% (130)

2.0

1% (1)

1.0

1% (1)

Öyle yapma ıı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Öyle yapma ıı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖYLE YAPMA II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
filiz punar
filiz punar, @filizpunar
29.4.2017 11:10:15
5 puan verdi
harikasın..şiirler kal güzel insan
YAZGI_24
YAZGI_24 , @tekadam1
27.4.2017 10:04:03
şu anda sitede serbest yazan tek kalem. diğerleri el alem. betimlemeler, benzetmeler, cümlede nefes boşluğu lakin anlamı kesmeden.
eyvallah...
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli., @ibrahimcelikli-
7.4.2017 10:01:11
5 puan verdi
dostlarına bereket

aradığımı buldum
teşekkürler

"Öyle yapma.
Ne olur
Ağlama."

evet teşekkürler
kamil karaağaç
kamil karaağaç, @kamilkaraagac1
5.4.2017 16:57:41
5 puan verdi
değerli şaaire kalemin daaim olsun yürekden tebrik ederim selam olsun
Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE, @mevlutgozde
16.3.2017 14:48:43
5 puan verdi
Bu kadar uzun uzadıya yorumları okuduğum ender şiirlerden biriydi.

Yorumlar o kadar etkili ve şiir o kadar etkileyici ki...

Kutlarım, saygıyla...



Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
27.2.2017 21:32:36
5 puan verdi
Lezzetinden doyulmuyor ...Hüzzam makamında...KUTLADIM EFENDİM...
gidilecek
gidilecek, @gidilecek
7.2.2017 15:46:19
5 puan verdi
Beşir Fuad ismini duymuş muydunuz kendi intiharını kanını akıtırken yaşamla ölüm arası o son anları yazmış
Gerçi şair degildir ama
Şairlere inanma yerde kal
Aslinda daha önce görmüştüm bu şiiri
ama bazen bir satır bile fazla gelir bana okumadım yani.
Beni bu yoruma sevk eden yada bu sayfaya yeniden sevk eden de bir siir altında koskoca bir yorumuzun olması
Gerçekten bazen bazı sabırlara saşırıyorum.
Taktir ettim.
Saygılar.


kul düşünce
kul düşünce, @kuldusunce
27.1.2017 19:27:07
5 puan verdi
haklı olarak günü hak etmiş bir şiir
şiir de kalın, duygularınızı özğür bırakın saygılar
Bülent Yilmaz
Bülent Yilmaz, @bulentyilmaz1
26.1.2017 15:48:12
5 puan verdi
Güzeldi şiiriniz yureginize saglik kaleminiz daim olsun saygı ve selamlar
Erkan ÇELİK
Erkan ÇELİK, @erkancelik
13.1.2017 16:42:26
Kaleminize sağlık, bir eserinizde daha buluşmak üzere...
Cihan  Bilici.
Cihan Bilici., @cihan-bilici
2.1.2017 10:18:15
BİR ŞİİRİN GÜZELLİĞİ YAZAN KİŞİNİN DUYGULARINDAN ZİYADE, OKUYAN KİŞİNİN ''İŞTE BENİ ANLATIYOR'' DİYEBİLMESİDİR...
Gulsen Aksoy
Gulsen Aksoy, @gulsenaksoy
26.12.2016 01:15:29
Uzunda olsa akici ve anlamlı bir şiir di kutluyorum yüreğinize sağlık gönül sesiniz susmasın şiirleriniz her daim olsun.
MENDERES UYSAL
MENDERES UYSAL, @menderesuysal
23.8.2016 11:16:24
Güzel ama uzun olmuş cevap yazan bazı arkadaşlar da uzun cevaplar yazmışlar bence şiir kısa ve öz olmalı .
Kursadcercen
Kursadcercen, @kursadcercen2
25.5.2016 23:29:06
Ne desem boş ki fazla bir doluluk var umarım beş olan şiir sayısı sadece siteye özeldir yüzlercesini merak ediyorum..
Murat Meral
Murat Meral, @murat-meral
5.5.2016 11:33:40
Yüreğine sağlık hocam
zakir
zakir, @zakir
18.4.2016 17:34:09
5 puan verdi
Ger derse fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanma ki şair sözü elbette yalandır.
Fuzuli

Tebrik ediyorum. Emeğinize sağlık.
hasan hüseyin bayar
hasan hüseyin bayar, @hasanhuseyinbayar
30.7.2015 22:30:19
Heyecanla okudum, harika olmuş.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
1.7.2015 15:30:29
5 puan verdi
GÜNÜN GÜZEL ŞİİRİNİ YÜREKTEN KUTLARIM AYNUR HANIM NİCE GÜZEL BAŞARILI ŞİİRLERE
Sevgi iklimi
Sevgi iklimi, @sevgi-iklimi
16.6.2015 19:44:55
Yürek hüzün denizinde fora yelken
hüznün buruk tebessümü tatlı bir meltem.
Tebrik ederim.
Necati  Kavlak
Necati Kavlak, @necatikavlak
23.5.2015 23:48:58
Yaz sıcağında soğuk su içer gibi okudum
Aslında şiir değildi coşkuyla okuduğum
Bir ömrü anlatmıştı, şiirsel roman gibi
Örfü, geleneği, töreyi dillendirmiş masal misali
Her mısrada konuşuyor Şiirin her ögesi
Her satırda canlanıyor film gibi gerçeğin resmi

Kutlarım yazan kalemi.
levent taner
levent taner, @leventtaner
20.5.2015 12:44:22
5 puan verdi
Siz gibi kaliteli şairleri okumanın şiir okumanın zevkini de aşan bir yanı var

Ayakları yere basmak. Daha çok yol yürüyecek olmanın, kırk fırın ekmek yiyeceğinin ayrımına varmak bile haz.

Hakkınızda yazılan tanıtım yazıları bir nebze farkındalık sağlıyor insanda.

Fakat yanlış anlamadıysam en son 2012'de şiir yayınlamışsınız. Zirve de nokta koymuş bir eda. Kim bilir yazıyor da olabilirsiniz hatta başka yayınlarda yer vermiş de olabilirsiniz.

Güne düşen yüreği, emeği, kalemi naçizane kutluyorum.

Saygı ve selamlarımla...
Turgut Öztürk
Turgut Öztürk, @turgutozturk
11.2.2015 13:51:08
tebrikler cano
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
6.1.2015 20:09:25
5 puan verdi



Tebriklerim günün şiirine çok değerli şairi Aynur Engindeniz’e iyi ki varsınız sevgilerimle..:)



Çok değerli şair-yazar TunçAY dost

Harika yorumunuz vesilesiyle güne düşen “ÖYLE YAPMA II” şiirini okumuş oldum vesile olduğunuz ve hayata kattığınız cümle güzelliklere gönül dolusu teşekkürler iyi ki varsınız şanssınız..:)

sayfada şiir üzerine farklı güzel yorumlar yapılmış siz ne dersiniz bu düşünceme bilemem ama ben de düşüncemi açıklayayım bari..:)

sevgili Aynur Engindeniz güne seçilen emek dolu güzel çalışması bende “mensur şiir” etkisi uyandırdı bilindiği üzere

Mensur şiir: ( poem em prose => düz yazı tarzında şiir )

düz yazı şiir arasında kendine özgün bir alan oluşturan özgün bir tür..:)

edebiyatımızda bu yeni türün ilk örneklerini veren aynı zamanda onun isim babası
Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası “İlk büyük Türk romanı” olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnu'nun yazarı Osmanlı İmparatorluğu'nun Sultan Reşat devri Mabeyn Başkatibi ve Ayan Meclisi üyesi Halid Ziya Uşaklıgil’in Mensur şiirilerinden annesinin ölümü üzerine ölüm- hayat sorgusuyla kaleme aldığı “Mezardan Sesler” mensur şiirini hatırlattı..:)



“Mezardan Sesler'de insanoğlunun kainatın yüzlerce,binlerce yıldır kesintisiz olarak süregelen kozmik zamanına nisbetle kısacık olan ömrü içinde, içine yuvarlandığı bu gaileli, sefil ve zulümlerle, fesatlarla
dolu hayatının değişik vechelerine dair yapılan kısa kesit tasvirlerinden sonra Halid Ziya, insanlığın asırlardır yaşadığı bütün bu hayhuya karşılık, aslında her şeyin bir aynadaki akisten ibaret olduğu düşüncesi üzerinde durur:

"Sen vücudunla mağrursun. O vücut bir aynanın üzerine akseden suretten ibarettir. Ayna o suretin cilvegah-ı in'ikasıdır. Onu bir ziya resmetti, sen hiçsin!" (s.21)

Burada Halid Ziya tasavvufta vahdet-i vücud düşüncesinin izahı için çokça başvurulan ayna-akis, perde-gölge motifine başvurur.

"Yalnız O mevcud, O baki! Bütün bu suver-i muhtelife-i hayat bir zıll, bir hayal, bir hiç-i mutlak!.." (s.45)

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/fsmiadeti/article/viewFile/1028000144/1028000162



Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU’na ait bir başka mensur şiir..:)

Erenlerin Bağından

“Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu döndüren kara bahtın kasırgası...

"Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor; her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri... Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşündüğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yüce saat hangi saatti ki, içinde iken "Geçme! Dur!" diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbiri! Belki hepsini geçsin gitsin diye bekliyorduk; çünkü onlar birbirinden çirkin, birbirinden yararsız saatlerdi. Kimi bir damla gözyaşıyla, kimi tek bir "Eyvah!" ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti. Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi?

Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içindeyiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor. Söyle, gençliğini ne yaptın? Söyle, gençliğimi ne yaptım?” …Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU


Tekrar emeği geçenleri kutluyorum yürekten iyi ki varsınız güzel canlar..:)



Etkili Yorum
TunçAY
TunçAY, @tuncay
6.1.2015 15:08:40
5 puan verdi
Uzun zamandır hep içimde bir ukde kaldı, şu şiirin ikincisini özümseyip yorumlayamadım diye, Suçlu hissettim hatta, vicdan azabı çektim, yine başladığım bir işi yarım bıraktım diye. (Baktım daha önce 14.08.2013 ve 02.07.2013’lerde yeltenmişim yazmaya :( Ama heyhat, bu günlere kısmetmiş.)


Şimdi, haydi Bismillah...




ÖYLE YAPMA II

Öyle yapma Cano
Ağlama.


Şiirin giriş cümleleri, daha baştan okuyucuyu içine çekiyor. Karşı konulmaz şekilde... "Öyle yapma" ifadesi birçok soruya yol açıyor. Daha yeni Bismillah dedik, noluyor, ne yapılmıyor diye bir soru yükseliyor zihinlerimizden. En sevilen varlıklara, ya da kendisine zarar gelmesinden en çok korkulanlara karşı gösterilen bir duyarlılık ortaya çıkıyor, kalbi titriyor sanki Cano'ya seslenen kişinin: (Dur, sakın, öyle yapma...)

Hemen sonrasında, ne yapılmaması gerektiği kendisini gösteriyor. Kısa, tek kelime... Son derece çarpıcı, bir o kadar tanıdık, bir o kadar derin ve kişisel dünyalarımızda çook uzaklara mesajlar gönderen: "Ağlama". Kendi başına o kadar çok şey anlatır ki bu tek kelime... Mantık mücadelesi çerçevesinde, nedenini nasılını araştırmadan sarf edilen bir "Ağlama" ifadesi... İfadeler içinde en zirveye çıkmış, her ne olmuşsa, ne kadar önemliyse, nedense, nasılsa... Fark etmez, sen yeter ki "Ağlama" ve sadece "Ağlama" Cano...

Kelimelerinin sıralamasının büyüsünden kaynaklanan, toplamda iki satır ve dört kelimeye sığan bir yalvarma ifadesi...




İhtiyar bir kederimiz var bizim

Gözlerimizdeki sebilde yundukça gencelen

Arsız, yapışkan ve bize annemizden daha sadık bir keder.




Yukarıdaki kısımda, kederinin tarifini yapıyor. Bir önceki şiirde tam bir kişilik biçememiştik Cano'ya. Belki de budur şiiri büyüleyici kılan... Öyle değil mi, sevilecek, insanın Can'ı olacak o kadar çok şey oluyor ki hayatında... İşte burada bu sevgili ile sahip olunan ortak kederin tarifi... Ve bu keder ihtiyar, yaşlı. İhtiyar kelimesinin en başta gelmesi, bu kelimeye büyük bir vurgu yüklemiş. Yukarıdaki ikinci dizede, Gözler birer sebile benzetilmiş. Birer çeşme diyelim. Ve orada yundukça, yani yıkandıkça gençleşen bir keder bu. Gözyaşlarının eşliğinde daha da genç olan bu keder de ne ola? İlk başta tam anlaşılmayan bu ifade o kadar etkileyici ki... Yaşlılık genelde olumsuz ve kötü; gençlik ise iyi ve olumlu sıfatlardır. Peki ya bu sıfatların yakıştırıldığı kelime "keder" gibi bir üzüntü mirası ise? Başka bir ifade ile, her ağlayış acıları yeniden doğuruyor, her göz yaşı, artık belki dayanılabilir hale gelen hüznü yeniden tutuşturuyor... İşte bu keder, Cano ile Anlatıcının yakasını bir türlü bırakmıyor. Arsız, laftan sözden anlamaz, inatçı belki; diğer taraftan anneden bile sadık bir üzüntüden, böylesine çok görmeye alışık olmadığımız bir hüzünden bahsediliyor.

Burada, klasik tanımlamalara pek uymayan bir üzüntü tarifi. Cano ile birlikte bir dert çekiliyor orası amenna; ancak bu kederden gerçekten bir sıkılma ya da kurtulma isteği mi var orası biraz muğlak. İşte bu muğlaklıktır bu şiiri böylesine ilgi çekici yapan. Anne gibi sadık bir keder...

"Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş, Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş" diyen Niyazi-i Mısri akıllara geliyor.




Şimdi bir pervaza dirseğini dayamış
Senin olmayan ölümcül bir adamın yüzüne bakar gibi
Korkuyla camdaki suretine bakıyorsun.
Şehrin bütün uzak yol arabaları
Burnunun üzerinden geçiyor.
Alnının tam ortasında
Lekeli bir sokak lambası
Ağzına basa basa evlerine gidiyor insanlar ı var,.
Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim
Arkası görünen aynalar
En mesut suratları bile ezilgen eder Cano.

Bir tablo sunuluyor burada okuyucuya, hemen her insanın hayatının bir döneminde kendisinin de oluşturduğu bir tablo... Şiirin kalitesini bu bölümde daha ilk dizeden anlamaya başlayabilirsiniz dostlar. “Şimdi bir pervaza dirseğini dayamış” ifadesinde, pencere sözcüğünün hiç geçmemesi ancak anlaşılmadı, çok başarılı. Her bir cümlede, derin anlamlar yüklü, açıkla açıkla bitmeyecek belki. (Benimkisi aslında daha çok bir anlama çabası, paylaşıyorum anladıklarımı bu arada) Özellikle yağmur kar gibi havalarda, daha çok da hasta vs. olup insan evde kaldığında, pencerenin kenarına dirseğini dayayarak şöyle bir bakar. Orada kendi suretini görür, suratının yansımasını… Uzun süre insan kendisine baktığı zaman, mesela aynı şey aynada uzun süre kendi gözlerinin içine bakınca da gerçekleşir, insan karşısındaki vücudun kendisine ait olmadığını, kendisinin başka bir şey olduğunu, aslında bir cesetin içerisine hapsedildiğini düşünür. (Bu bölüm aynı zamanda, ileride açılacak ahiret ve ölüm konularına da bir gönderme yapmaktadır.) Ufak bir ürperti gelir insanın içine. Tıpkı burada ifade edildiği gibi, “Senin olmayan” ve “ölümcül” bir adamın yüzüne bakmak gibi. Şehrin bütün uzak yol arabalarının burnun üzerinden geçmesi… Belki buraya iki anlam yüklenmiş. Öncelikle “uzak yol arabası” ifadesi ile bir hüzün katılmış, buradan da esirgenmemiş şiirin tamamına hakim olan bu duygu. Uzak demek gurbet demek. Bu durumda şehrin arabaları ilk olarak gerçekten de camdaki yansımada yer alan burnun üzerinden geçiyordur. İkinci olarak bu gurbetlerin, ayrılıkların geride bıraktığı üzüntülü duygular, insanın burnunun direğini sızlatır bir şekilde şiirdeki camdan bakan kişinin ağlamasına sebep olmuştur. Devamında lekeli sokak lambası be ağzına basa basa insanların evlerine girmesi de, yine bu camdaki yansımada sokak manzarası ile şiirde cama bakan kişinin yüzlerinin birleşmesi sonucunda ortaya çıkan ilginç bir manzara.

Ve neden bu ilginçlik, gariplik diye düşünürken insan, bu kıtanın sonunda vurucu dizeler geliyor: “Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim,/Arkası görünen aynalar,/En mesut suratları bile ezilgen eder Cano.” İnsan bu dizeleri okuyunca, bir şaşkınlık, bir hayranlık bir düşünce dünyasına giriyor. Şiirde Cano’ya seslenen kişi, pencere camını arkası görünen aynalara benzetiyor. Ve sokak sureti ile insan suratının birleşmesini, mesut ve güler bir yüzün ezilmesine, neşesinin sevincinin yok olmasına benzetiyor. İşte burada daha derinlemesine bir düşünce işine girişmemiz gerekiyor. Bir önceki şiirde (Öyle Yapma Cano), Cano’nun sevilen bir çok şeye benzetilebilmesi ile birlikte, daha çok gurbete giden birinin geride bıraktığı bir anne, bir kardeş gibi bir kişiyi temsil ediyor olabileceğini duymuştuk. İşte burada sembolik olarak açıklamak gerekirse, şiirde Anlatıcı konumunda bulunan gurbetteki sevdiği kişiyi düşünen ve hüzünlenen Cano, bu üzüntüsünü etrafındaki insanlara, belki komşulara vs. anlatarak, adeta arkası görünen bir aynadan, yani pencere camından dışarı bakıyor. Bu durumda üzüntüsünü açığa çıkarıyor. Gurbettekinin hüznü ile uğraşan Cano’ya belki mahalleliler, komşular da bir başka keder kaynağı oluyorlar, kafasına bin bir fitne fesat düşünce sokarak, Cano’nun daha da üzülmesine sebep oluyorlar. Oysa Anlatıcı Cano’yu uyarıyor, pencere camından dışarı bakma Cano, çünkü insanlar seni üzecekler, en mesut insanları bile üzebilir onlar! “Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim,/Arkası görünen aynalar,/En mesut suratları bile ezilgen eder Cano.”



Senin için eteklerimde bir yığın Alp biriktirdim.
Kollarını iki yana açıp
Özgürce ağlaman
Bağırman
Ve sesinin yankısında kendini bulman için.
Böyle karlar dökülecekti yüzüne
Resim dersinde çizdiğimiz gibi
Bir eğreltiyi anımsatmayan ve
Altıgen olmayan
Doğal karlar.

Bu bölümde ilk dizedeki “eteklerinde Alp biriktirmek” ifadesi yine okuyucuyu şaşırtan bir ifade. Dağların eteklerinde kar birikir. Ancak Alp dağları sanki Anlatıcı olmuş, eteklerindeki karlar ise Alp dağları. Bu durumda, gurbete gitmiş Anlatıcının belki Avrupa’ya bir yerlere gitmiş olabileceğini düşünebiliriz. Cano’nun kollarını iki yana açıp özgürce ağlaması da, sokakta, mahallelilere derdini dökmesindense, dağların o her zaman Yaratıcıyı hatırlatan kudretine sığınması için olabilir.



Cano, öyle yapma
Titretme dudaklarını
Çatımızın çatına dayanmış bir silah gibi
Soğuk bir tehditle bekliyor bizi
Hayatın batak yakasından
Yani senden gelecek
Acı haber.


Şiirimizde her zaman hakim olan duygu, Cano’nun üzülmemesi uğraşı, devam ediyor. Bu ağlayış, bu üzüntü ya da geride bırakılandan gelecek herhangi bir haber, Anlatıcının sürekli korktuğu, ürktüğü bir durum. “Titretme dudaklarını” diyerek bütün her şey anlatılmış. Bu şiirde fazlalıklara, gereksiz ifadelere hiç yer yok. “Çatımızın çatına”daki ilk “çatımız” ifadesi, insanın başı yani en yukarı kısmında bulunan kısmını ifade ediyor. Silah, soğuk, tehdit ifadeleri birbirlerini destekleyerek gitmiş.


Bütün köşelerin tutulduğunu düşünüp
Çareyi diye yukarı çıkmakta bulacaksın
Gökyüzüne bakmaktan vazgeçeli
Yıllar oldu.

Bu kıtayı biraz bölerek gidelim. Anlatıcı Cano’ya o kadar büyük bir hasret çekiyor, onu öylesine özlüyor ki… Cano… dedik ya, belki bir anne, belki bir kardeş, belki bir ilk okul arkadaşı, ya da bir sevgili… Onun bir şekilde Anlatıcının yanına gelememesinden, önüne sürekli engeller çıkmasından dolayı, Anlatıcı onun bir uzay mekiği gibi dik bir şekilde yukarı doğru yükseleceğini bile düşünmüş. Bu umutla her gökyüzüne baktıkça da bir hayal kırıklığı yaşadığından dolayı, artık bakmaktan vazgeçmiş. Yıllar önce… Bu yukarı çıkmak meselesini, uçakla bir yere seyahat etmek olarak da alabiliriz.


Sen bilebilir misin
Kırk yaşında bir çocuğun
Gelip geçen uçakların gürültüsünde
Kulağını yere dayamasının
Ne demek olduğunu?


Ki, hemen burada, Anlatıcının uzaklarda bir Cano beklediği, uçakları gözlediğini görüyoruz. Ne kadar güzel ve nev-i şahsına münhasır ifadeler… Öylesine içten, öylesine samimi… Bu dizeler, küçükken tren raylarına kulağımızı dayayarak acaba tren geliyor mu diye tahmin etmeye çalıştığımız zamanları hatırlatıyor. Kırk yaşındaki bir insan o yüzden çocukluk samimiyetine geri dönüyor. Bu kez trenin gelmesi için değil, uçağın gelmesi için kulağını mecazi olarak yere dayıyor.

Bodruma baca açmanın
Ve o bacada leylekler beklemenin,
Karın ve yağmurun toprağı yararak yükselmesini hayal etmenin
Çılgınlık olduğunu bile bile
Kendi kendine çift eşeyli bir yeryüzü uydurmanın
Nasıl bir azap olduğunu…

Bodruma baca açmak ve o bacaya leyleğin yuva yapmasını beklemek. Belki Anlatıcı ile Cano’nun küçükken yaşamış oldukları böyle bir hatıra vardır. Bodrumdaki bacaya leyleğin gelip yuva yapmasını beklemek. Cano’nun gelişinin hayalinin imkansızlığını anlatıyor bu dizeler aslında. Anlatıcının gurbette ne zorluklar çektiği, ne büyük bir hasret içerisinde iki büklüm olduğu ve Cano’nun gelişinin ne tür imkansızlıklarla eşdeğer bir ihtimal olduğu… Kar ve yağmur gökyüzünden yağmasına rağmen, toprağı yararak yükselmezler, ama bunu hayal ediyor Anlatıcı, büyük bir çılgınlık. Diğer taraftan da son derece özgün bir bakış açısı. Kar ve yağmurun bir bitki gibi yerden fışkırması… Şimdi leyleklerin açıklaması geliyor: “çift eşeyli bir yeryüzü”… Bu dizeler bir şairin kabiliyetini gösteriyor dostlar! “Çift eşeyli gökyüzü” ifadesi, leyleklere gönderme yapıyor. Bu bölümde bir çok imkansızlığı bir araya toparlamış şair. Çift eşeyli bir yeryüzü uydurmak demek, leyleklerin çocukları getirmesi gibi, canlıların diğer bir çifte ihtiyaç duymaksızın çoğalabilmesi demek. Ama bu imkansız. Bu imkansızları hayal ediyor şiirdeki Anlatıcı. Leyleğin bebek getirmesinin imkansızlığı yetmezmiş gibi, bir de çatıların üzerindeki bacalara yapılan leylek yuvalarını, bodruma yapıyor hayalinde. Anlatıcı, bu kadar imkansızlaştırıyor hayallerini. Erkek ve Dişiler olmadan çocuk olmaz, çifte şeyli bir yeryüzü yok, ve rüzgar bulutları aşılamadan yağmur kar yağmaz, toprağı yararak fışkırmaz yağmur ve kar. Böyle imkansız beklentilerle, Cano’nun gelişi hayal ediliyor.



Gökyüzü yok Cano
O gördüğümüz kırık bir katır tırnağıdır.
Gökkuşağı, teneffüslerde atladığımız urgandı,
Altında kaldık.
Bizi çiğnerken yara alan bir boşluğa
Hayal baloncukları bırakma artık.
Orda bizim için büyütülmüş bir cehennem
Düşlerimiz için elestten beri yağlanan urganlar
Yarısı kırık çocuk suretleri var
Mutmain bir tavan arası gibi
Ne bulduysak sakladığımız gökyüzümüz
Artık uçurtmaların uçtuğu
O tanıdık boşluk değil.



Şiir bir söyleyiş güzelliği ise ve az sözle bir anlam derinliği yakalamak ise, şairimiz bunun zirvelerinde dolaşmakta. Bu kıtada, hayaller umutlar, ancak dolusuna kırık dökük hayaller var. Önceki kıtalarda zaten Anlatıcının gökyüzüne bakmaktan yıllar önce vazgeçtiği belirtilmişti. Artık umut etmek yoktu çünkü. Burada sanki o parantez genişletilmiş. Bir sitemle çıkışılıyor Cano’ya, ancak suçlayıcı bir sitem değil; başını dayamak için samimi bir omuz arayan bir sitem…Artık umutlar yok, bütün o güzellikler yok. Gökyüzüne bakınca küçüklükte görülen bulutlardan müteşekkil hayaller, altından geçilince cinsiyet değiştirileceği ya da bir ucunda küp dolusu altın bekleyen cücelerin olduğu gökkuşağı yok artık. Gökkuşağı birden bir urgan oluyor ve ilkokulda ip atlama oyununa geçiliyor. Harika bir anlatım. Unutulmayacak bir benzetme daha… Cano belki bir ilkokul arkadaşı, belki bir ikiz kardeş… Hüzün keder şimdi bütün o rengarenk neşenin yerini almış, sanki o gökkuşağı yıkılmış, çökmüş, viran olmuş ve Cano ile Anlatıcı altında kalmışlar. O yüzden artık gökyüzündeki gökkuşağı, kırık bir katır tırnağı halinde gözüküyor Anlatıcının gözüne. Öylesine sevimsiz, öylesine marjinal…

Bu kıtada hayal kırıklıkları yine gökyüzünün eski gökyüzü olmadığı benzetmesi üzerinden başarılı bir şekilde anlatılmaya devam ediliyor. Hayaller artık bitmiştir, umutlar tükenmiş, üzerlerine çökmüştür. “Yeni umutlar üretme Cano” diyor Anlatıcı, “Umut verme” diyor. Gökyüzüne uçan balon bırakmasını istemiyor, bu uçan balonları da “hayal baloncukları” gibisinden eşsiz bir ifade ile anlatmış şair. Çocuklukta bütün hayallerin biriktirildiği gökyüzünde, artık Anlatıcı bin bir elem görmektedir. Bütün insanlarda bir iç ferahlaması meydana getiren, huzur ve mutluluk veren gökyüzü, Anlatıcı için keder kaynağı… “Orda bizim için büyütülmüş bir cehennem/Düşlerimiz için elestten beri yağlanan urganlar” bulunuyor diyor. Cehennemin den sonsuz büyüklükte olsa da, Kur’an’da genellikle cennetin ferahlık ve genişliğinden bahsedilir. Al İmran sureti 133. Ayette, “Rabbiniz tarafından mağfirete, genişliği göklerle yer kadar ve müttakiler için hazırlanmış bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun!” denmektedir örneğin. Ancak burada şair bir tezatlık dile getirmiş. Herkese cennet, kendilerine ise bir cehennem azabı var sanki. Hayalleri için ise, ruhlarımız ile Allah arasındaki sözleşme gününden, elestten beridir yağlanan azap urganları benzetmesi kullanılıyor. Gökkuşağı, o her türlü güzel duygunun temsilcisi gökkuşağı, artık cehennemde azap için hazırlanan yağlı urganlara dönüşmüştür.



Yerde kal Cano!
Seninle yan yana
İki boş mezarın başında
Analar çocuklarından kaçıncaya kadar,
El ele
Hiç kimse gibi gömülmeden haşrolmayı bekleyelim.
Bir mağarada ağlayarak şarkı söyler gibi
Soğuk bir suyu göğsümüze döker gibi
Cennetle müjdelenmiş ölü bir annenin yüzüne bakar gibi
Bariz bir keder ve mutlak bir sevinçle
Rabbin hepimizi bir çırpıya dizeceği güne kadar
Yerde kal
Cano!



İlk şiirde olduğu gibi yine burada da dini referanslar görüyoruz. Hayran olmadan edemiyor insan tabi. Yerde kal Cano ifadesini anlayabilmek için, Cano’nun “Bütün köşelerin tutulduğunu düşünüp/Çareyi diye yukarı çıkmakta bul”mamasına bağlamamız gerekiyor. “Gelme!” diyor, yerde kal. “Uçaklara atlayıp yanıma falan gelme, vuslat bize değil bu dünyada” diyor. Peki ne zaman, ahirette! İki boş mezar, Anlatıcı ve Cano’nun mezarları. Ancak herkes gibi gömülerek değil, gömülmeden haşrolmak, yani dirilmek istiyorlar. Anaların çocuklarından kaçtıkları gün ise, Yeniden Diriliş günü! Kıyamet Günü! Abese Suresi 33-36. Ayetlerde; “Ama vakti gelip de o kulakları patlatan dehşetli gün geldiği zaman, İşte o gün kişi kardeşlerinden, annesinden ve babasından, eşinden ve evlatlarından bile kaçar.” Denilmektedir. “Bu gün biz buluşalım, o dehşetli zamanda birbirimizi bari orada bulalım” denmektedir. “Bir mağarada ağlayarak şarkı söylemek”, “soğuk suyu göğse dökmek” ve “cennetle müjdelenen ölmüş bir annenin yüzüne bakmak gibi” ifadeleri, son derece dikkat çekici, dikkatleri yeniden toplayan çok etkileyici benzetmeler. Bu kıtada özetle, dünyada buluşmanın imkansızlığından dolayı, ahirette ve hatta kıyamet gününde buluşmak istenmektedir.

Bir de…Şairlere inanma!
Dumanlı bir kenar meyhaneye dönmüş aklında
Hiç yaşamadıkları acılarını anlatan
Saba makamında isyanlar örterler sinekli yaralarına.
Kara kış ortasında
Aniden uyanıp sabaha karşı
Keçi kılından bir yorgana sarılır gibi sarılmak istersin
İçinden sana benzeyen cenazeler geçen dizelere

Şairlere inanmamak gerektiği önceki şiirde olduğu gibi burada da geçiyor. Yılmaz Erdoğan’ın da dizelere döktüğü anlam “fiyakalı değil onun acısı benimkinden,/sade güzel olan kelimeler,/ kelimeler…” Şair burada kendi yaptığı işi yansıtıyor bir anlamda. Bu açıdan bir postmodern öğe olduğunu söyleyebiliriz bu kısmın. Şiirde, şairlere çatılıyor. Şairin zihin dünyası, dumanlı bir kenar mahalle meyhanesi gibi. Yaşanmamış acıların anlatılması eleştiriliyor. Ezeli ve ebedi terazi: Yaşamadığı acıyı anlatınca samimiyetsiz mi davranır şair; yoksa esas maharet hiç yaşamadığı ruh hallerine bürünüp, başkasının duygularının tercümanı olmak mıdır. Bu sorunun cevabını bilemiyorum. Şairlerin işleri çok etkileyici ifadelerle anlatışmış bu kıtada. Yine Yılmaz Erdoğan’ın dediği gibi Şiir Şairin tesellesi ve mecbur kaldığı, sığınmak zorunda olduğu bir liman gibi… Belki burada şairimiz kendisi ile hesaplaşmaktadır. İlahi bir iç çekişme ile “ben yalan mı söylüyorum, bu acıları çekmiyorum ya da en azından bu kadar şiddetli bir acı değil benimkisi” düşüncesinin verdiği vicdan azabı karşısında, seher vakitlerinde bastıran dizelerin kağıda aktarılması mecburiyeti. Şiir, bu yüzden bir bağımlılık ve haz kaynağı!

-Kara kış olmaz deme Cano.
Hiç değilse şimdi inan
Beyaz diye bir rengin olmadığına.
Bunu bir kere daha söylemeyeceğim
Lütfen içinden tekrarla:
Beyaz, hiçbir renk olmayan boşluklara verilen addır. -


Bu kıtada bütün vurgu beyaz rengine verilmiştir. Cano belki Anlatıcıya söylediği bir sözünde “Kara kış olmaz, kar beyazdır, kış beyazdır” demiştir ümitvar ifadelerle. Ancak Anlatıcı çok karamsardır. Kış tabi ki de “kara”dır, tıpkı ayrılıklar gibi der. Beyaz rengin varlığını inkar eder Anlatıcı, onun için beyaz, hiçbir rengin bulunmadığı boşluklar… Şekil olarak son dizeden önce geçen “Lütfen içinden tekrarla” ifadesi ile, şiiri okuyanlardaki dikkat hat safhaya çıkarılmakta ve son dizenin vurgusu daha da artırılmaktadır.


Şiirler diyorum…
Toprağın,
Asla iç açılarını hatırlayamadığın
Bir dikdörtgen gibi kesilişine
İç acılarını sayıklayarak bakarsın.

Bu uzun kıtayı bölümlere ayırarak devam edelim. Bir güzellikler kataloğu bu şiir. Eşsiz bir üslup olduğunu düşünüyorum açıkçası. Belki ağır, dikkat istiyor, ama büyük bir tat bırakıyor. Bu kıtanın tamamına yine ölüm duygusu hakim. Kabrin dikdörtgenliği, “açı” ve “acı” sözcüklerinin benzerlikleri ile anlatılmış. Asla iç açılarını hatırlamazsın o kabir dikdörtgeninin, ancak iç acılarını asla unutmaz, sürekli ona bakarsın!


Annemi görürsün belki
Kucağında henüz doğurduğu bir mermer parçasıyla
Hayırlı olsuna gelenleri
Bedbaht bir tebessümle selametlerken.


Annenin yeni dünyaya getirdiği bebeğe, bir mezarın mermer taşı olarak bakılması, ne kadar da ürpertici değil mi dostlar. Hayırlı olsuna gelenlere anne bedbaht bir tebessümle karşılık veriyor. Ölü mü doğmuştur bebek, yoksa ileride elbet öleceğini bildiğinden midir annenin hüznü? Bunu bilmiyoruz. Ancak bir önceki bölümde mezarın içerisine bakmaktadır Cano; şiir boyunca kendisine hitap edilen kişi. Belki de bu anne bu kabrin içerisinde belirmektedir, ki dehşete dehşet katan bir tablo. Ancak bu kıtada şiirlerin acımasızlığından bahsediliyor, belki bundan dolayı bu dehşet. Ya da başka bir bakış açısı ile Cano, ölmüştür. Acımasız şair, birkaç kıta keder uğruna, Cano’yu belki Anlatıcının kardeşi olan belki de ikiz kardeşi olan Cano’yu öldürmüştür. Her iki şiir boyunca bu sorunun etrafında döndük durduk; Kim bu Cano? Sevilen her neyse, bir çok şey, böylesine başarılı bir şairin benzetebileceği o kadar çok şey var ki Cano’yu. Harika bir şekilde isimlendirilmiş; Cano, canımdan bir parça, sevdiğim, belki kan bağı var, belki sevgi bağı, ancak sevilen… Belki de memleket özleminin adıdır Cano, kim bilir…İşte acımasız şair, Cano’yu öldürür. Şiirin sonuna gelmedik mi zaten, annesinin kucağında yeni doğan bir mezar mermeri şimdi Cano!

Ufukta bir nokta
Gittikçe genişler ve tam önünden geçer.
Kaldırırsın başını
Penceresi küflenmiş viranene bakarsın
Orda duruyordur hala süt dişin
Duvardaki eskimiş yara kabuğunun altında.
Yatağının üzerindeki yorgan
Az evvel sıyrılıp altından kalkmışsın gibi
Sıcak ve pembe.
Kol düğmeleri kopuk önlüğünü
Avludaki çalı yığınının üzerinde
Görünce umutla gülümsersin
Sonra…
Bir zamanlar neye benzediğini düşünüp
Salonda asılı aynada
Tıraş sabunu lekelerinden başka hiçbir şey göremeyince
Öldüm dersin.
O zaman bir tabiri olur belki
Rüzgarın duvar dibine sürüklediği yapraklar gibi
Dikdörtgenin kenarına yığılı duran
Kan ve et birikintilerinin.
Senin için düğümledikleri dillerinden dökülen
Acılı dualara amin dersin.
Dersin Cano, biliyorum.
Şu an beş dakika sonra pıhtılaşacak bir damla kan gibi
Mutsuzca damarlarından geçiyorum.



Bu kısımda, ölüm anından sonra, Cano’nun gözlerinden gönlünden geçenleri betimliyor Anlatıcı. Çocukluklarına gidiyor, süt dişinin atıldığı ağıl ya da başka bir dam, çatıyı görüyor. Bereket getirsin diye…Eskimiş yara kabukları da illa ki bir yerlere saklanacak değil mi. Cano ile hatıralar geçidindeyiz anlaşılan şimdi. Harika bir benzetme yapılarak, insanın yataktan kalkışını, yaranın üzerinden kabuğun çekilip alınmasına benzetmiş şair. Takdire şayan! Deri işte, sıcak ve pembe. Burada izninizle başka bir bakış açısı getirmek istiyorum. Dişten başlayan bir süreç. Diş, beyaz ve sağlam. İnsanın dünyaya gelmesinin ilk rengidir beyaz, kutsal bir yolculukla yuvasına gider ve dünyaya gelene kadar anne şefkati… İlk başta beyazdık, herkes gibi… Sonra bir yaranın, bir yarığın içerisinden geçerek, çeşitli yaralara da sebep olarak, bir yorgan gibi bizi koruyan annemiz yoluyla, dünyaya geliyoruz. Doğum… Sıcak ve pembe: Bebek. Kol düğmeleri kopuk önlük, çocukluğumuz ve öğrencilik. Avludaki çalı yığınının üzerinde artık yakılmayı bekliyor. Artık işe yaramaz olmuş, belki bir tandırda son bulacak. O önlük bir ara çocukluğa götürüyor artık ölmüş olan Cano’yu… Bir umut, yad ediyor eski günleri. “Acaba neye benzerdim?” Cano ölmüş ve ruhu bendenden çıkmış, seyahat etmektedir. Neye benziyorum diye aynaya baktığında ise, aynada hiçbir şey göremez, çünkü artık o sadece bir ruhtur, beden az sonra mezara gömülecek. O zaman bedeninin olmadığını, artık öldüğünü Cano da anlıyor. İnsanın ölümü, rüzgarın yaprakları duvarın dibine sürüklüyor. Allahım ne güzel bir benzetme! İşte o zaman o dikdörtgen kabir çukurunun köşesinde yığılı duran kan ve et birikintisine, bir “ölü” deniyor. Şair ustaca anlatarak, Cano’nun öldüğünü ancak burada anlaşılır kılıyor. O vakit Cano’nun ruhu, kabrinin başında bekliyor ve kendi bedenine yapılan dualara “amin” diyor. Cano’yu hissediyor Anlatıcı, onun damarlarından geçen kan gibi, onu gözlemliyor. Bu kanın da pıhtılaşacağı, o kanın durması gibi Cano’yu anlatmayı artık bırakacağını söylüyor Anlatıcı.

İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.
İnsana kendi kabrini gösterip
İçine girişini izleyecek kadar.
Cano,
Şairlere inanma.
Yerde kal.


Şairlerin zalimliğini, ressamlar ile kıyaslıyor Anlatıcı. Yarım bir portre düşünün, tuval üzerinde… Hiçbir işe yaramaz. Anlatıcı bunun tuvale verilmiş bir ceza olduğunu düşünüyor, çünkü portre tamamlanmamış, tuval üzerindeki insan sureti adeta canlanmamıştır. Ressam can vermemiştir burada. Oysa şair daha zalimdir. Eserine kendi kabrini gösterip, Cano’yu içerisine gömene kadar izleyecek ve bunu okuyucuya izlettirecek kadar canidir şair. Cano’yu öldüren şair aynı zamanda katildir de… Şairlere inanmamasını, şiirlere kanmamasını söylüyor Anlatıcı. Şairin buradaki bir iç hesaplaşmasını görüyoruz. Kendi ürettiği hayal ürününün de farkında. Bununla oynayarak ise, insan zihnini sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor.


Öyle yapma.
Ne olur
Ağlama.



Şiirin tamamında hakim olan duygu, Cano’nun ağlamaması, burada tekrarlanmış. Nakarat edası ile. Ne kadar ölüp kabre girse de, Anlatıcı hala Cano’nun ağlamasını istememektedir.

Bir teselli bulma şiiri. Sevilene karşı beslenen onca büyük bir özlem, bir hasret, annenin çocuğuna gösterdiği bir hassasiyet ve ilgi; şefkat…

Bu şiir, bir önceki “Öyla Yapma, Cano” şiiri ile birlikte, son derece başarılı temsillerin, benzetmelerin, birbirlerini destekleyen ifadelerin, tezatların harika uyumunun, alışagelmedik benzetmelerin, dini referansların bir araya geldiği bir şölen olmuş. Her bir kelimesinden, her bir dizesinden hasret ve hüzün akıyor.

Cano; belki bir kardeş, belki bir çocukluk arkadaşı, belki bir anne ya da sevgili… Belki memleket. Anlatıcı madden uzaklaşmış anlaşılan Cano’dan. Cano hüzünlü. Engel olamayan bir çaba ile teselli arayışında olsa da Anlatıcı, bunu bir türlü başaramaz. Cano’yu teselli etmeye çalışırken, kendi yaralarına merhem arayışı ise ortada.

Aynur Engindeniz'in şiirde karşı olan haklı çekincesini biliyorum. Yanyana gelen kelimeler şiir olmaktan uzaktır. Söyleyiş güzelliği, anlam derinliği olmalı ve asla gereksiz kelimelere yer verilmemeli.

Ancak kendilerinin son derece özgün benzetmelere sahip olduğunu, bir üslubunun olduğunu ve bir kere okuyan kişiyi tekrar okumaya sevk ettiğini söylemek istiyorum.

Böylesine güzel bir paylaşım ile Defter'e ve biz okuyuculara yapmış olduğu değerli katkıdan dolayı, tebrik etmek haddimize düşmediğinden, teşekkür edebiliyoruz.



Edebiyatla kalın.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, @ismailoglumustafayilmaz
22.10.2014 19:39:38
"ÖYLE YAPMA"
Şiir insanın güzel yüzü.
Şiir sevmeyen, yazmayan, okumayan nasıl ekinleri toplayabilir.
Şiir yazanı, okuyanı ve seveni kutlarım.
Yüreklere sağlık.
Selamlar...
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
27.8.2014 00:28:01
5 puan verdi
Tebrikler. Çok etkili bir şiir doğrusu severek okudum.
frezya...
frezya..., @frezya---
15.3.2014 07:56:39
"Arsız, yapışkan ve bize annemizden daha sadık bir keder."


girişinde sızlattı şiir, çok güzel ve doğru bir benzetmeyle...
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim, @sevgidamlalarim
3.2.2014 14:12:23
5 puan verdi
ahh canım ne kadar özlemişim senin şiirlerini bayıldım çok güzel alıverdi içine beni sanki bu şiir ödüle de layık görülmüş fazlasıyla hak etmiş bu ödülü başarıların daim olsun arkadaşım sevgiler...
ersinbaşeğmez
ersinbaşeğmez, @ersinbasegmez
30.6.2013 20:33:45
okudukça
insanın içine sokulup uyuyası geliyor
dinlenesi
soğuk havada rüzgarın yüzü kesmesi gibiydi dizeler

tebriklerimle şair
sayfama gelmeseydiniz bu şiiri
ve
siz güçlü şairi es geçmiş olacaktım

tebriklerimle şair
kaleminize saygı duyuyorum
((Eftelya))
((Eftelya)), @--eftelya--
4.6.2013 08:57:28
5 puan verdi
Ne de güzeldi şiir...

Saçlarını salmış salına salına...

Saygıyla Aynur abla...
GÜL BAĞLAR
GÜL BAĞLAR, @gulbaglar
31.5.2013 20:29:10
5 puan verdi

Tebrikler

Selam ve dua ile
A.E.O
onukoglu
onukoglu, @onukoglu
21.5.2013 19:54:48
5 puan verdi
İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.
İnsana kendi kabrini gösterip
İçine girişini izleyecek kadar.
Cano,
Şairlere inanma.
Yerde kal.

Öyle yapma.
Ne olur
Ağlama. kalemine yüreğine sağlık harika dizeler okudum kutlarım sevgiyle kalın
karadayi67
karadayi67, @karadayi67
16.4.2013 13:37:04
harika bir eser ..yayınladığınız için teşekür ederim süperdi kutlarım sizi..varolun
cennetkuşu
cennetkuşu, @cennetkusu
28.2.2013 15:32:09
yüreğine sağlık...
meselci
meselci, @meselci
9.2.2013 06:51:59
5 puan verdi



Ah cane
böyle mi olacaktı
böyle mi devam edecekti yarınlarımız
hani kaderimize de mutlu günler uğrayacak
yaralarımız azalacak
kanamalarımız duracak
babalarımız sevinecek
ve güzel annelerimiz rahat uyanacaklardı
yeni sabahlara
yeni esmer gülüşlerle


Ne oldu
ne oldu ki kederlerimiz
düşmelerimiz bitmiyor
ne oldu ki kardeş kardeşi öldürmeye
zalim fakiri ezmeye
güçlü zayıfı hor görmeye
şair şiiri öylesine yazmaya devam ediyor


Ah cane
böyle mi olacaktı aramızdaki mesafeler
böyle mi konuşmuştuk geleceğe dair
hayata dair böyle mi tepkimizi verecektik
hani her tarafımız
hani her yanımız
kıştan sonra bahar başlangıcında
nergisler gibi kokacak
yüreklerimize acılar hiç uğramayacaktı
hani kaybolacaktı gökyüzümüzde kara bulutlar
sonra beraber beyaza beyaz
maviye mavi diyecektik hani


Ne oldu
ne oldu ki yağmuru
tarla tarla uzayan yeşili unuttuk
ne oldu ki suskunlaştı kalplerimiz
birbirimize bu kadar yakın
bu kadar can
bu kadar konuşulan an dilimiyken


Ah cane
böyle mi geçecekti değerli vakitlerimiz
böyle mi söz vermiştik serçe kuşlarına
güneş gören pencerelere
ve umuda sarılan çocuklara
böyle mi davranacaktık



Söyle cane
ne oldu
ne oldu ki sessizliğe temalar yükledik
dilimize lâl sözcükler
ve ruhumuza derin uykular uygun gördük
göz göre göre





Mehmet Selim ÇİÇEK
9 Şubat 2013, 06.47, Qoser

meselci tarafından 2/9/2013 6:56:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
ferromuratti
ferromuratti, @ferromuratti
8.2.2013 19:30:12
5 puan verdi
Öyle sinirlendimki şimdi, hani kır dedim bir şeyleri hadi bilemedin elinin tersi ile masanın üzerindekileri savur bir yerlere. yada en azından klavyenin tuşlarına öyle bir baski yalandan yere yazacaklarını da yazama, Diğer taraftan Lara Fabian kulağıma fısıldarken ne dediğini bilemediğim sözlerini, şiiriniz ile boşluğa, yani diğer renklerin bulaşmadığı o beyazlığa daireler çizdiririken ne idüğü belirsiz duyguların etkisi altında kalıyorum. (Geçecek biliyorum)
Biliyorum aslında annemin elindeki mermer parçasının bir süre sonra rengini değiştirdiğini, o mermer diğer renklerle bir sarılmamıştı halbuki kundağına ve yalandan yere bir tebessüm de değildi annemin yüzündeki, evet bir acı vardı belki ama...
yok bu saaten sonra ne söylesem boş vazgeçtim, bilgisayarı şuanda kapatmak yazmaktan daha iyi olacakk....
masalsı sanrı
masalsı sanrı, @masalsisanri
3.1.2013 15:31:19
şairini ve bütün şairleri dövmek isteyen bir şiir okudum
AGRA
AGRA, @agra
1.1.2013 20:57:19
5 puan verdi




şiirlerinizi okuyunca dedim ki kendi kendime ''sözün bittiği yer işte..''

her mısrası etkiden öteydi..okudukça insanın bir daha ,bir daha okuma isteği geliyordu..
okudukça her mısranın manidar olduğunu görebiliyordum...
kalemin daim olsun...
sevgi ve saygılarımla....
Prenspolat Tek
Prenspolat Tek, @prenspolattek
30.12.2012 11:01:11
5 puan verdi
Öyle yapma Cano
Ağlama.
İhtiyar bir kederimiz var bizim
Gözlerimizdeki sebilde yundukça gencelen
Arsız, yapışkan ve bize annemizden daha sadık bir keder.

Şimdi bir pervaza dirseğini dayamış
Senin olmayan ölümcül bir adamın yüzüne bakar gibi
Korkuyla camdaki suretine bakıyorsun.
Şehrin bütün uzak yol arabaları
Burnunun üzerinden geçiyor.
Alnının tam ortasında
Lekeli bir sokak lambası var,
Ağzına basa basa evlerine gidiyor insanlar.
Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim
Arkası görünen aynalar
En mesut suratları bile ezilgen eder Cano.

TEBRIK EDERIM KALEMINIZI COK GUZEL VE ANLAMLI BIR ESER OLMUS SAYGILARIMLA...
Şems i virdane
Şems i virdane, @sems-i-virdane
29.12.2012 15:50:42
Kara kış olmaz deme Cano.
Hiç değilse şimdi inan
Beyaz diye bir rengin olmadığına.
Bunu bir kere daha söylemeyeceğim
Lütfen içinden tekrarla:
Beyaz, hiçbir renk olmayan boşluklara verilen addır. -

çok güzel bir şiiir,beyaz da kaldı her nedense gözlerim
neden beyaz?
aşık talat kurtoğlu
aşık talat kurtoğlu, @asiktalatkurtoglu
21.12.2012 10:48:11
5 puan verdi
yüreğine kalemine sağlık hocam gerçekten harika bir şiir olmuş saygılar sunarım
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
10.12.2012 21:46:53
5 puan verdi
MÜKEMMEL BİR PAYLAŞIM KALEMİNİ YÜREKTEN KUTLUYORUM AYNURCUĞUM SEVGİLERİMLE
ŞAHRİBAN
ŞAHRİBAN, @sahriban
9.12.2012 00:11:33
5 puan verdi
Yüreğine Emeğine Sağlık
Tebrikler

Selam Ve Dua ile
A.E.O
Emrullah Bedir
Emrullah Bedir, @emrullahbedir
6.12.2012 16:39:02
5 puan verdi
Çok güzel, etkileyici bir anlatım ancak Cano için Alp yerine daha sempatik şeyler biriktirirseniz sanırım ona gerçekten bir iyilik etmiş olursunuz. Ben kalem, kitap, defter ya da çiçek biriktirmenizi tavsiye ediyorum acizane.
ıssız_aşk
ıssız_aşk, @issiz-ask
10.11.2012 07:04:34
5 puan verdi
Yüreğine Emeğine sağlık
TEBRİKLER

Dilerim yaşadığın doğduğun şehir ve adım atığın her yer neşe ve huzur dolar
Selam Saygı Sevgi ve Dua ile
A.E.O
Suskunkadın
Suskunkadın, @suskunkadin
30.10.2012 22:32:00
5 puan verdi
Şiirler diyorum…
Toprağın,
Asla iç açılarını hatırlayamadığın
Bir dikdörtgen gibi kesilişine
İç acılarını sayıklayarak bakarsın.
Annemi görürsün belki
Kucağında henüz doğurduğu bir mermer parçasıyla
Hayırlı olsuna gelenleri


Kutluyorum güzel şiiri ve yazan yüreği.Her daim saygı ve sevgimle.
cemre2
cemre2, @cemre2
24.10.2012 01:55:35
5 puan verdi
İç acıtan hüzünlü dizelerdi kutlarım sevgiler.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
13.10.2012 21:55:04
5 puan verdi
toprağımın şiir dili de öyküsel ,çok güzel

sevgilerimle kutladım
festival44
festival44, @festival44
11.10.2012 23:34:08
Neden ben hala ağlıyorum.Ha bu arada Cano da değilim.Ama ağlıyorum.Yahu yazmamışsın her dizene C4 yerleştirmişsin.Bu gecede uyku yok bize.Eyvallah...
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
11.10.2012 23:24:14
5 puan verdi

güne yakışmışsınız

kutlarım

sevgilerimle



Önder Kızılkan
Önder Kızılkan, @kiyidakiadam
11.10.2012 22:53:37
Mükemmel ya..
Resmen yüzümü şiire döndüm yine.
Teşekkürler. İyi ki varsınız ve yazıyorsunuz Aynur hanım.
ma
manyakasik, @manyakasik
11.10.2012 22:47:36
5 puan verdi
"Kara kış ortasında
Aniden uyanıp sabaha karşı
Keçi kılından bir yorgana sarılır gibi sarılmak istersin
İçinden sana benzeyen cenazeler geçen dizelere"

beni en çok etkileyen kısmı burasıydı. tebrik ederim.
Ahmet ÖRNEK
Ahmet ÖRNEK, @ahmetornek
11.10.2012 22:28:00
emeğe saygı
tebrikler
tatusare
tatusare, @tatusare
11.10.2012 22:02:03
"cano" bir şiir için seçilebilecek en kötü aksesuar.....
Siyah Kurdelalı Kadın
Siyah Kurdelalı Kadın, @siyahkurdelalikadin
11.10.2012 21:27:15
5 puan verdi
Mutsuzca damarlarından geçiyorum.

İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.
İnsana kendi kabrini gösterip
İçine girişini izleyecek kadar.
Cano,
Şairlere inanma.
Yerde kal.

Ah şaire bileyleyipde kalemini , katık mı yaptın kelimelerini, hangi içe batıp da hissettin bu kıyameti...

Demişim ki vakti zamanın da 'Asla Bir Şair'e Aşık Olma,Yazmak İçin Katleden Celladın,Sol Kaburganın İçinde ki Katilin Olur Bilemezsin,Sonunda Sende O'na Benzersin.' Sevgiyle kal şairem gün eksilmesin kaleminden...

leyla yıldırım
leyla yıldırım, @leylayildirim
11.10.2012 18:02:41
TEBRİKLER
OlgunOnur
OlgunOnur, @olgunonur2
11.10.2012 17:18:04
5 puan verdi
Keyif verdi şiir, teşekkür ederim.
nene hatun
nene hatun, @nenehatun
11.10.2012 14:39:31
5 puan verdi
Sizden ilk kez okuyorum sanırım ya da yazınızı okudum bilemiyorum ama muhteşemdi sonuna kadar.

bazen söyleyecek söz kalmaz sadece şiirde kalırsınız oradan çıkabilmeli ki yorum yapılabilsin ben şiirde kalıyorum

teşekkürler tebrikler...
sera.
sera., @sera-
11.10.2012 14:33:13
5 puan verdi
Nesrin-öykünün yetkin kaleminden dökülen 'Şiir' güzeldi, emekti.

Dün büyük beğeniyle okumuştum.
Bugün günde görmenin mutluluğuyla kutlamaya geldim.

Yakışmış-yaraşmış yerine 'Şiir.
Daim olsun yüreğiniz-kaleminiz... Tebrik ederim içtenlikle.
Sevgiyle...
Naci KASAPOĞLU
Naci KASAPOĞLU, @nacikasapoglu
11.10.2012 14:11:06
5 puan verdi
anladın sen beni sevgili şair
Vaha
Vaha, @vaha
11.10.2012 14:10:21
Tebriklerim az gelir, biliyorum.


Hürmetle.

Vaha.
Kalimera.
Kalimera., @kalimera-
11.10.2012 14:08:37
5 puan verdi
Baştan sona büyük bir keyifle okudum sevgili Aynur.

Doğrusu en ufak bir takılma, en ufak bir tema veya üslûptan sapmaya rastlamadım

ama aklım "ihtiyar bir kederimiz var bizim" mısra' ında takıldı kaldı. Etkisinden çıkamadım.

Yormayan, sürükleyici yanı ile çok çok güzeldi.

Tebriklerimle canım.





Kalimera. tarafından 10/11/2012 3:07:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Neva Ney
Neva Ney, @neva-ney
11.10.2012 13:50:33
"Şimdi bir pervaza dirseğini dayamış
Senin olmayan ölümcül bir adamın yüzüne bakar gibi
Korkuyla camdaki suretine bakıyorsun.
Şehrin bütün uzak yol arabaları
Burnunun üzerinden geçiyor.
Alnının tam ortasında
Lekeli bir sokak lambası var,
Ağzına basa basa evlerine gidiyor insanlar.
Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim
Arkası görünen aynalar
En mesut suratları bile ezilgen eder Cano."


Üç boyutlu düşünmek, yazmak her şairin harcı değil... Bu şiiri yüreğimin en özel en güzel köşesine aldım. Tebrik ederim ENDENİZ.
Naci KASAPOĞLU
Naci KASAPOĞLU, @nacikasapoglu
11.10.2012 13:39:33
5 puan verdi
bedbin bir haleti ruhiyede,fakat bir o kadar çalımlı,edalı yürüyen bir şiir..

şu dizeleri keşke ben yazmış olsaydım diye geçirdim içimden kıskanarak;


Şehrin bütün uzak yol arabaları
Burnunun üzerinden geçiyor.
Alnının tam ortasında
Lekeli bir sokak lambası var,
Ağzına basa basa evlerine gidiyor insanlar.
Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim
Arkası görünen aynalar
En mesut suratları bile ezilgen eder Cano.


şiirin şairini tebrik ediyorum
Dikçe
Dikçe, @dik-e
11.10.2012 13:28:16
5 puan verdi
umman elinden deva sağar gibi.

günü hak etmiş.

saygımla.

Zümra Zen
Zümra Zen, @zumrazen
11.10.2012 11:57:49
5 puan verdi
İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.

.........


Zalimdir şair, çünkü önce kendini sonra okuyucusunu vurur şiirlerinde

Vurdu geçti, tebrikler
lemide
lemide, @lemide
11.10.2012 11:13:47
5 puan verdi
Canı gönülden kutluyorum sizi..Beğeni ile okudum ..saygılarımla
DOSTLUKCAN
DOSTLUKCAN, @dostlukcan
11.10.2012 10:39:59
Bu şiiri ilk yayınlandıgı gün okudugumda kesinlikle günün şiiri olacaktır diye düşünmüştüm ve yanılmadıgımı bugün gördüm. ilk bakışta çok uzun ve sıkıcı olabilir gibi gelebilir ama okudukça okumaktan vazgeçemiyorsunuz kendisine baglıyor sizi şiir zaman zaman düz yazı türü yazılmış olsada şiirin geneline baktıgımızda kuvvetli bir aksana sahip oldugu kesin.

şairi tebrik ederim eminimki bundan sonra daha etkileyici şiirler yazacaktır çünkü bu kurdeleyi alan bir şiirin üzerinde şiirler yazmaya daha çok çalışacaktır başarılarının devamını diliyorum.

saygılar...
Remziye DEMİR ÇİÇEK
Remziye DEMİR ÇİÇEK, @remziyedemircicek
11.10.2012 10:34:17
5 puan verdi
İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.
İnsana kendi kabrini gösterip
İçine girişini izleyecek kadar.
Cano,
Şairlere inanma.
Yerde kal.
Muhteşem bir yürek ve muhteşem bir emek... Güne yakışmış... sevgi ve muhabbetlerimi kabul edin lütfen...
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
11.10.2012 10:25:17
5 puan verdi


Her zaman ki gibi çok güzeldin sevgili arkadaşım.Kalben kutlarım etkili yürek sesini ve eserini.

Her dem sevgimle.


nargulu
nargulu, @nargulu
11.10.2012 10:23:47
5 puan verdi
Gökyüzü yok Cano
O gördüğümüz kırık bir katır tırnağıdır.
Gökkuşağı, teneffüslerde atladığımız urgandı,
Altında kaldık.
Bizi çiğnerken yara alan bir boşluğa
Hayal baloncukları bırakma artık.
Orda bizim için büyütülmüş bir cehennem
Düşlerimiz için elestten beri yağlanan urganlar
Yarısı kırık çocuk suretleri var
Mutmain bir tavan arası gibi
Ne bulduysak sakladığımız gökyüzümüz
Artık uçurtmaların uçtuğu
O tanıdık boşluk değil.

güzeldi can kalem..
GÜLDAMLASI**
GÜLDAMLASI**, @guldamlasi
11.10.2012 10:11:58
Tebrikler, saygılar bıraktım duyarlı kaleme...
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
11.10.2012 10:08:26
5 puan verdi
Engindeniz'im çok çok güzel bir şiir, dalınca içine toparlanmam zor oldu.Şiir sayfalarında daha fazla vakit geçirebilsem dedirtti bana şiirin.
Tebrikler, selam ve sevgiler güzel kardeşim.
İsmail Gezer
İsmail Gezer, @hachik333
11.10.2012 09:46:11
5 puan verdi
tebrik ettim şairi...
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
11.10.2012 09:34:37
Gözlerini kapatmak
Ve sadece o boşluktan salınmak
Kendini hiç bırakmadan

Tıpkı böyleydi
Okurken gözlerimi kapattım bende
Ve seni okudum her cümlede

Sevgi ve tebrikler cancazım
İncitmeden öpüyorum göynünden


Zeynep Süberk
Zeynep Süberk, @zeynepsuberk
11.10.2012 09:31:29
Nesir dozajımı yüklendiğim sevgili Engindeniz'in elinden, yüreğinden oldukça engin, fakat çok dalgalı bir şiir.
Anasayfaya yine çok yakışmışsınız.
İçten tebrikler.
x adamus
x adamus, @xadamus
11.10.2012 09:15:36
Uzun hüzünlü bir şiir.

Güne yakışmış.

Tebrikler.
Yağmur Rüzgar
Yağmur Rüzgar, @jessica
11.10.2012 08:51:27
5 puan verdi



kesinlikle anasayfaya çok yakışmış bu şiir. Aynur'cum harika yazmışsın kutlarım güzel kalbini ve elbette kalemini... .

sevgimle
ramazan.efe
ramazan.efe, @ramazan-efe
11.10.2012 08:43:32
5 puan verdi
seçkiyi kutlarım
ne güzel

sağlıcakla
hüvel
hüvel, @huvel
11.10.2012 07:49:29
nesrin güçlü kalemi, şiire dokunmuş

şiir, söze gelmiş süzülmüş damla damla...

tebrik ederim çok başarılı bir kaleminiz var

ama acizane gönül isterdi ki, biri ses olsun ve şiir dillensin.
mahir...
mahir..., @mahir---
11.10.2012 04:28:35
5 puan verdi


"öyle yapma.
ne olur.
ağlama cano".

hüzün biriktir gözlerinde.
dolsun hüzün.
dolsun.
dolsun.
hüzün kendi hüznünde boğulsun...
dayan be cano.
ne kaldı ki şurada...


kendi hüznünde boğulan şiirin yazarını kutlarım...


HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
11.10.2012 01:59:24



Az daha aynılaştırma olmasa sözcüklerde, Ahmet Arif benzeri bir hava esecekmiş şiirde. Eser sahibini yönlendirme çabası olamayacağı ön koşul kabul edilerek, şiir 'tehdit' yazınız kalıbında olsaydı, daha bir şefkatli olacakmış gibi geldi bana.

Bu arada Büke yeni kitabını çıkardı yine. Aldınız mı acep? :)

kutlarım...
Sevay
Sevay, @sevay
11.10.2012 01:45:28
uzun uzun kaleme alınmış,uzun uzun düşünülmüş,uzun uzun ağlanmış bu şiire uzun uzun daldım,uzun uzun bende ağladım...

çok güzeldi,tebrik ediyorum,sevgilerimlee...
maverayailkyolcu
maverayailkyolcu, @maverayailkyolcu
11.10.2012 01:43:20
5 puan verdi
...

HANİ ANLAT DEDRİN YA HEP...NEYİ ANLATAYIM NEREDEN BAŞLAYAYIM..

Küflü bir hayattan rayiha yaşam çıkar mı?
Diz kapağının acısı,.
sehpaya vurduğun ayak serçe parmağının acısından daha mı az..
Ya yürek yarılması..gönül kırıklıklarının güz sancısı..
Bak yine yağmur yağacak diyor aneannem..
nüksetmiş romatizması..

Çatı katına saklanmış,suçu var yaramaz haytanım hala..
Ben çalmadım komşunun kümesinden yumurtaları...
Korktumda saklandım..
Aklanmak için koskoca üç gün bekledim.
He bahçelerden erik,elma vede kiraz almışlığım vardır..
Küpe yapmak için sevdiğimin kulağına.
Baba hani bir gün ne demiştin..
Bahçede el emeği göz nuru elmalarına bakıp;
kendi insanimiz gelip alır yerde..
Yabancı biri utanır isteyemez..
Koyalım kasalarada bırakalım yol kenarına..
Canı çeken yesin....

Hay benim derviş babam...
Ellerinden değil ayaklarının altından öptüğüm.
Gizli gizli hasretinden göz yaşı döktüğüm..
Bana dünyalık veremedin..
Amma dünyaları versen hallerinden hallenemezdim.
Saraylar bıraksan belki bu kadar sevinemezdim.
Hazinelerin en kıymetlisini bırakmışsın bana ak sakalını sevdiğim.
Helaldir her lokman,her damla suyun.
Herkesin kurusada kurumaz senin hep akar kuyun.
Tatlıdır..oyun..şuyun..buyun..
Hazinedarsın..anahtarın doğruluk..kilidin sükut.
Öldürseler doğrudan şaşmazsın milim.
Tedrisat ilkokul iki sanki kova bir bilim.
Hani dersin ya tevellüt hicri bin üçyüz yirmi yedi.
Hicretine kaç sene var..Rabbim ömrünü hayır eylesin.
Koca bir çınarsın..yel sana neylesin..
Ölüm haktır..elbet vaki olacak.
Herkes gibi hepimizn mezarına kara topraklar dolacak..
Bilirim senin mezarın nur...
Acaba bizim halımız nolacak..
Salamız davudi makamdan okunur.
Musallaya mevtamız konacak.
Dualar okunacak..
Sonra herkes dağılacak...
Belkide bir başıma kalacağım...
Çokça hüzünlenip,fazlaca ağlayacağım.
Lakin hep sevineceğim..
Babam olduğun için,adam olduğun için...
Lebalep...Helal olduğun için..
Toprak bile sevinecek almak için seni bizden..
Çorak kabristanı..yeşile çevirende sensin..
Seksen yaşında..
Yetmiş senedir her giden memnun gitti senden..
Gideceklerde memnun..geleceklerde memnun senden.
Allah_u alem cennetü alada var bir köşkün hissediyorum en derinden..
Öpüyorum babacığım seni cennet kokan ellerinden...

oğlun Yunus...
______________________________________________________________]

sizi kutlu_yorum..
bana bu dizeleri yazdırdığınız için şair...
kaleminiz de kelemınızda ne bereketliymiş ya hu..
hep şiir tarafınızdan kalkın..
sevgi ve saygı bıraktım.
tebriğim çok ça...



maverayailkyolcu tarafından 10/11/2012 1:48:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kozalakçı
Kozalakçı, @kozalakci
11.10.2012 01:37:44
Beyaz diye bir renk yokken neden siyahlar peyda oldu?

Neden iyi diye bir şey yokken iyiler peyda oldu
gelmeyenvuslat
gelmeyenvuslat, @gelmeyenvuslat
11.10.2012 01:06:38
5 puan verdi

-Kara kış olmaz deme Cano.
Hiç değilse şimdi inan
Beyaz diye bir rengin olmadığına.
Bunu bir kere daha söylemeyeceğim
Lütfen içinden tekrarla:
Beyaz, hiçbir renk olmayan boşluklara verilen addır. -


BU GECE BEN Mİ ÇOK DUYGUSALIM ŞİİRLER Mİ ? ÇOK DUYGULANDIRDI DİZELERİNİZ ,İNCEDEN SIZILAR DÜŞÜRDÜ SOL YANIMA.TEBRİK EDİYORUM DUYGU DOLU YÜREĞİNİZİ AYNIR HANIM,BAŞARILARINIZ DAİM ,HÜZNÜNÜZ ŞİİRLEDE KALSIN SELAM DUA İLE.
berşah
berşah, @bersah
11.10.2012 01:04:34
5 puan verdi
Sanma ki ağladım. gözümden düşen damlaydı. Vallahi siyahı uyuttum.gün sulara karıştı. sevgiler bıraktım........Berşah
İclalaygun
İclalaygun, @clalagun
11.10.2012 00:45:01
5 puan verdi
Ben bu kaleme, böylesi hisseden bu yüreğe hayranım...
"Sardunyalı Sanrı" saklımdadır hala. Deftere her geldiğimde okumadan hissetmeden gitmem.

Şimdi bu güzelliğe ne söylesem yetmeyecek. Uzunca susup, her dizenin içime işleyişinin tadına varmalıyım.
Sonsuz tebrik ediyorum, sevgimle kıymetli şaire'm.
Serhat AKDENİZ
Serhat AKDENİZ, @serhatakdeniz
11.10.2012 00:17:55
yer yer düz yazıya hayli yakınlaşma olsa da kalem gücünü aksettiriyor yine de.

''Sana, kendine bir pencere camından bakmamanı söylemiştim
Arkası görünen aynalar
En mesut suratları bile ezilgen eder demiştim.''

bu bölüm çok hoş geldi bana. öğretici bir yansıma çok güzel işlenmiş. fakat söylemiştim-demiştim aynı eylemli cümle olduğundan ikincisine gerek yok derim. zaten bir üstteki eylem veriyor altına.


''İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.''

üç mısra bir cümle! ama içleri dolu.

ben çok daha iyi bir şiirinizi okuduğumu hatırlıyorum.

nihayetinde her ne kadar sayın şair genelde nesir yazsa da , düşün ve gözlem yeteneği ortalamanın çok üzerinde.
hatta biraz daha şiirle uğraşsa çok daha kuvvetli eserler verir kesinlikle. çünkü gerekli donanım ve maharet zaten var yeterince...



saygı ve hürmetle
(Mustafa Çetiner)
(Mustafa Çetiner), @mustafa-cetiner
11.10.2012 00:08:30
5 puan verdi
Bu gün burada tek şiir okudum, o da bildirime istinâden ve adım gibi emindim burada olacağından tebrikler değerli şâir/yazarım.
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
11.10.2012 00:01:41
)


ne çok sevindim bilsen

can"ım
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
10.10.2012 22:52:13
ne çok ağladığımı biliyor musun Nur

kader işte bu

ilkide öyleydi ikincide böyle


sevgiler
(Mustafa Çetiner)
(Mustafa Çetiner), @mustafa-cetiner
10.10.2012 22:05:39
5 puan verdi
Ne desem hafif kalacak.
Tebriklerim sonsuz.
Selam ve sevgimle.
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI, @dilekyildizi
10.10.2012 21:24:58
5 puan verdi
Hiç bir yazı sevmiyorum...

Onun için okumayı çok seviyorum yazdıklarını....

En derin saygılarımlasın değerli kalem.....
Angie
Angie, @semaenci
10.10.2012 19:44:11
5 puan verdi



Sanki sen ne yazsan sevecek gibiyim. Öykülerin ve içinde gizemli öyküler barındıran şiirlerin. Ama yok işte. Öyle yazıldığından sevilecek bir şiir değil bu şiir. Yine o sevdiğim incelikler. O derinlikler. Seviyorum sesini Aynur Engindeniz.




Bir garip mezarcı
Bir garip mezarcı, @birgaripmezarci
10.10.2012 18:28:47
5 puan verdi
Bir zamanlar neye benzediğini düşünüp
Salonda asılı aynada
Traş sabunu lekelerinden başka hiçbir şey göremeyince
Öldüm dersin.
O zaman bir tabiri olur belki
Rüzgarın duvar dibine sürüklediği yapraklar gibi
Dikdörtgenin kenarına yığılı duran
Kan ve et birikintilerinin.
Senin için düğümledikleri dillerinden dökülen
Acılı dualara amin dersin.
Dersin Cano, biliyorum.
Şu an beş dakika sonra pıhtılaşacak bir damla kan gibi
Mutsuzca damarlarından geçiyorum.

İnan bana şairler
Tuvalini, yarım bıraktığı bir portreyle cezalandıran
Ressamlardan bile zalimdirler.
İnsana kendi kabrini gösterip
İçine girişini izleyecek kadar.
Cano,
Şairlere inanma.
Yerde kal.

Kutladım şiirini saygılarımla
küsss
küsss, @kusss
10.10.2012 13:54:07
5 puan verdi
günümün şiiriydi sevgili şair ..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.