Mahmur
Mahmur
dalgınlığının kılcal damarlarıyla kesildi temmuz öğleninin bilekleri kollarından tutup bütün yaz düşlerini sermek isterdim mahmur gözlerinin dibine... koyu dokunaklı bakışlarınla sırtımda dünya seve seve ayrılığını taşıdığım bir ulaşılmazlığından başka bir ulaşılmazlığına hummalı ince ayrıntılı seraplar boyunca sensizlikten başka varacağım hiçbir yerim olmadı belki karlı bir gece varacağım son istasyonum olacak varmak isterdim mahmur gözlerinin en sıcak gerçeğine... şık ve bakir yalanların uğrağında biricik doğrumsun ve güzelliğin yokluğumda insafsız boşluğa savrulmasın diye gözyaşlarımın tuzuyla ıslıyorum kirpiklerimi her yeni gün her yeni gün yumuşayan bakışlarımla ovuyorum güzelliğini sancının doruğunda yüz sürüyorum özlemine sürmek isterdim yüzümü mahmur gözlerinin düştüğü tozlu yollara... sevdan son bir sızıyla balkırken beynimin kıvrımlarında bu son anımız olacak sensizliğimin serin katran gölgesiyle ve işte o en amansız anda hayatın sensiz anlamsızlığı üstüme geldiği yerde öylece donup kalacak... hayatın ötesinde ışıyacaksın kovuğumda yakmak isterdim közümü mahmur gözlerinin koyu kahve acısında... imkansızlığımla oynaşıyorum veremli bir tutkuyla silik ve sinik yalnızlığımı unuttum başka adlar başka anlamlar korunağıyla sevdam şimdi daha güçlü normale ve kabule dair her şey alt üst olunca iki tarafı keskin bıçak gibi oluyor ağzım adını andığımla kanıyorum yazmak isterdim son sözümü mahmur gözlerinin saran susuşunda... Kağan İşçen |