Pastel ve İyimser
Pastel ve İyimser
sakin ve ılımlı geçiyor yaz toprak yollu seyrek çimenler yağmura küskün ayaklarımı zorla sürüyorum buruşuk bulutların ardına göğün yüzü kızarınca susuyor her şey gün caddeler belediye otobüsleri hüzün artığı bir belirsizlikte kendimi zor tutuyorum sana ve ayva tüylerine olan aşkımı... odam denize vuran güneş ışığına uzak belki ama saçlarının pırıltısıyla sarhoşum güpegündüz şakacı rüzgarlar oyalaya dursunlar yırtık perdelerin vakur sadeliğini pencerem senin aydınlığınla iyimser ve çocuk sesleriyle uyanıyorum seni yeni sevme biçimlerimi yazmaya... lal bakışlım telaşlarımın sıcacık girdabındayım müstakil ev huzurları demliyorum bu düşüşte buluşma takvimlerimizin pastel arifelerine sırlarını dökmeden ortaya ortak suçlarımızın keyfini süreceğim sensiz yapayalnız ömrümün iki dudağımın ucunda hep o aynı iki uçurum bahçedeki karıncanın direncine kapanma anı gözlerinin... Kağan İşçen |